
"Ar-Ge’si olmayan bir firmanın geleceği yoktur"
Türk asansör üreticilerinin eğer daha önce yapmıyorlarsa bir an önce Ar-Ge faaliyetleri çalışmalarına başlamaları, eğer yapıyorlarsa da Ar-Ge faaliyetlerini gerek Türkiye’de gerekse Türkiye dışındaki yapılarıyla çeşitlendirerek ürün gelişimlerini yol haritalarını hızlandırmaları gerektiğini ifade eden ARKEL CEO'su Cenk Ceylan, " Ar-Ge'si olmayan bir firmanın geleceği yoktur." dedi.
Cenk Bey merhaba. Okurlarımıza ARKEL'in Türkiye’deki ve dünyadaki organizasyonundan bahseder misiniz? Faaliyet konunuz ile ilgili kısaca neler söylemek istersiniz?
ARKEL olarak genel merkezimiz İstanbul olmak üzere Hindistan, İspanya, Almanya organizasyonlarımızla doğrudan ve dolaylı olarak partnerlerimiz kanalıyla hemen hemen ihracat yaptığımız tüm ülkelerde gerek satış,gerekse satış sonrası destek konusunda organizasyonumuz bulunmaktadır. Ayrıca bu yıl itibariyle hazırlıklarını yapmış olduğumuz yatırımımızla üretim merkezimizi Hindistan’a yapılacak yatırımla Türkiye dışında başka bir lokasyonda da çeşitlendirmiş olacağız. Önümüzdeki yıllarda da bu çeşitliliği arttırarak sürdürme hedefindeyiz.
Faaliyet konumuz şirketimizin kuruluşundan bu yana asansör elektroniği tasarımı ve üretimi ile ilgilidir. Faaliyet konumuz olan asansörün içindeki varlığımızı ve mekanik sistemleri, elektronik sistem çözümleriyle arttırma yoluyla asansörden aldığımız payı yükseltmeyi hedefliyoruz. Kısaca şunu söyleyebiliriz; faaliyet konumuz asansör elektroniği ile ilgili her türlü ekipman ve sistem tasarımı ve üretimidir.
Varsa ürün ve hizmet yelpazenize eklenen yeni ürünlerden ve var olan ürünlerde yaptığınız değişikliklerden bahseder misiniz?
ARKEL’i belki de sektörde ayrıştıran en büyük özelliklerinden biri ARKEL’in sürekli yeni ürün ve hizmetler geliştirmesidir. Son 4-5 yıl içinde piyasaya lansmanını yapmış olduğumuz birçok ürün gamı genişlemesi ve aile büyümesini sektör ile paylaşmıştık. Bunlardan en güncel olanlarından biri ARCUBE ailesiydi. Tabi bunlar ana ürün aileleri ancak o ürün ailesinin altında çok fazla çeşidiyle bir ürün ağacı haline geliyorlar. Yeni dönemde bahsedebileceğimiz ürünler, geçtiğimiz Asansör İstanbul fuarında paylaştığımız ARMAXX ürünümüz. ARMAXX bu sene itibariyle seri üretime geçmiş olacak. Bunun yanında Hindistan pazarına özel tasarımını yaptığımız yeni bir kumanda sistemi devreye girecek. Yine lineer encoder diye tabir edebileceğimiz kuyu pozisyon sistemleri de bu yıl piyasayla tanıştırabileceğimiz yeni ürünlerimizden. Ayrıca yine geçtiğimiz Asansör İstanbul fuarında tanıttığımız UPS'lerimiz hali hazırda seri üretime girmiş olup müşterilerimizin hizmetine sunulmuştur. Bunun ötesinde Ar-Ge ekibimiz yeni ürünler ile ilgili çalışmalarını sürekli devam ettirmektedir. Bundan sonraki dönemde de ağırlıklı olarak yine yazılım tarafında ürün çeşitliliklerini müşterilerimizle zamanı geldikçe paylaşacağız. Kestirimci bakım, koruyucu bakım tarafında özellikle asansörlerden veri toplama sistemleri ile topladığımız bilgilerin servis ve bakım firmalarının faydalanabileceği platformlar haline getirilmesi konusunda özel bir ekibimiz yapay zekâ teknolojilerini geliştiriyor. En yakın zamanda da bunu asansör sektörüyle paylaşmayı hedefliyoruz.
Size soracak olsak, üretim kalitesi ve yeterlilik bakımından en iddialı olduğunuz ürününüz hangisi olurdu?
Bu soruya ben hepsi olarak cevap vermek durumundayım. Çünkü bizim üretim kalite ve yeterlilik süreçlerimiz hiçbir ürünümüzü istisna kapsamında bırakmamaktadır. Ar-Ge tasarım aşamasından, prototiplendirme ve daha sonra pilot üretim, saha testleri ve seri üretim, kalite kontrol mekanizmaları tüm ürünlerimiz için geçerli olduğundan bu soruya 'En iddialı olduğumuz ürünlerimiz, tüm ürünlerimiz." diye cevap vermek isterim.
İnovasyonu nasıl tanımlıyorsunuz?
İnovasyonu herkes farklı tanımlayabilir ve bu sektörden sektöre, uygulamadan uygulamaya değişebilir. Ama inovasyonu biz tamamen hayal gücü olarak değerlendiriyoruz. Yani her şey aslında daha önce yapılmamışı, bir şeylerin çok daha farklı yapılmasını aramaktan oluşuyor. Bizim yalnızca Ar-Ge ekibimizin değil şirketimizin tüm organizasyonun bu inovasyon modelinin çerçevesinde düşünmeleri bizim için çok önemli. Tek bir kişinin değil, tüm şirket yapısının inovasyon fikri ile hareket etmesi, olmayanı bulma, yeniyi arama ve her zaman bir şeylerin nasıl farklı yapılabileceğinin sorusunun herkes tarafından sorulduğu bir platformla ARKEL olarak inovasyonu yakalıyoruz.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da desteklenen bir Ar-Ge merkeziniz var. Bu merkezle ilgili bilgi alabilir miyiz?
Ar-Ge Merkezimiz aslında başlangıçta şirketimizin iç yapısında hayata geçmiş bir merkezdi. Daha sonra Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Merkezi Programı'nda yine fabrikamızda bulunan Ar-Ge ofisimiz resmi Ar-Ge Merkezi haline dönüştürüldü. Yaklaşık 4 yıl kadar önce Dudullu Organize Sanayi Bölgesindeki Boğaziçi Üniversitesi ile ortaklaşa kurulan BÜDOTEK Teknopark'ta da yerimizi aldık. Aslında bura ile birlikte Ar-Ge merkezi sayımızı ikiye çıkartmış olduk. Burada şimdi "Neden iki farklı Ar-Ge merkezi var?" diye sorabilirsiniz. Çekirdek Ar-Ge merkezimiz yani şirketimizin içinde bulunan Ar-Ge merkezimiz daha çok Ür-Ge faaliyetlerini yürütürken, inovatif ve patente dayalı ürünlerimizi teknoparkta farklı firmalar ve üniversitedeki akademisyenler ile hayata geçirmeyi tercih ettik. Buradan da doğmuş ürünlerimizi hâlihazırda ticari ürünler şeklinde müşterilerimiz ile buluşturduk. Ar-Ge merkezlerinin faydaları çok fazla. Çünkü orada bulunduğunuz ortamlarda çok farklı disiplinlerde Ar-Ge faaliyetleri sürdüren şirketlerle fikir alışverişi ve kendi sektörünüz ile ilgili uygulamalarda başka sektörlerden de kazanımlar elde edebiliyor ve bunun da faydalarını görüyoruz. Dolayısıyla BÜDOTEK Teknoparkta yer almaktan da son derece memnunuz.
Bu merkezde ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz? Önünüzde özellikle geliştirmek istediğiniz ürün gruplarıyla ilgili bir takvim ya da hedef var mı?
Bu merkezde az önce bahsettiğim üzere daha çok patente dayalı inovatif ürünlerimizin tasarımlarını ve projelerini yürütüyoruz. Önümüzdeki dönemde mutlaka geliştirmek istediğimiz yazılım ve ürün grupları ile ilgili proje takvimimiz ve hedeflerimiz zaten var. Çünkü teknoparkların doğası gereği oluşturduğunuz projelerin aynı zamanda teknopark yönetimleri tarafından onaylanması ve takvimlerinin takibi icap etmektedir. Biz de bu disiplin çerçevesinde tüm proje planlarımızı BÜDOTEK Teknopark yönetimi ile paylaşıp onaylarını aldığımız projelerimizi takviminde hayata geçirmeye devam ediyoruz.
Asansör sektöründe önemli markalarımızın girişimlerini bir kenara koyacak olursak Ar-Ge biraz ihmal edilen bir alan. Bunun sebepleri ve aslında olması gerekenler sizce nelerdir?
Aslında asansör çok ciddi bir iş. Otomotiv ile benzetilen bir sektör. Biri yatay ulaşım aracı olarak değerlendirilirken diğeri dikey ulaşım aracı olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla özellikle emniyet performans, enerji verimliliği konuları ve tabii ki arızaların minimuma indirilmesi, insan ve mal güvenliğinin maksimum seviyede sağlanması gereken bir sistemden bahsediyoruz. Tüm bu iddialı beklentiler ya da olması gereken yüksek standartlar aslında çok ciddi Ar-Ge çalışmaları gerektiren, gelişmeye de sürekli açık olan bir sistemi tarif ediyor. Dolayısıyla Ar-Ge aslında ihmal değil belki de birinci önceliğe konulması gereken bir hedef. Elbette Ar-Ge faaliyetleri bir şirket için orta ve uzun dönemli yatırımlar anlamına gelmektedir. Fakat sağlıklı şirketlerin özellikle rekabette pozisyonlarını koruyabilmeleri globalleşebilmeleri tercih edilen markalar haline gelebilmeleri için olmazsa olmaz faaliyetlerden en önemlisidir. Dolayısıyla şunu söyleyebiliriz, Ar-Ge'si olmayan bir firmanın geleceği yoktur. Bu sadece ticari bir firma olarak belli bir dönem ticari hayatına devam eder, ama rekabet içinde zaman içinde yok olmaya mahkûmdur. Dolayısıyla biz ARKEL olarak Ar-Ge faaliyetlerimizi hep arttırarak çeşitlendirerek hatta bazen sektörün dışında düşünerek ve bunları sektöre entegre etmeye çalışarak sürdürüyoruz. Bu da ARKEL’in çok daha güçlü, çok daha rekabetçi ve çok daha yenilikçi olmasını sağlayacaktır. Benim buradan tavsiyem tüm Türk asansör üreticilerinin eğer daha önce yapmıyorlarsa bir an önce Ar-Ge faaliyetleri çalışmalarına başlamaları, eğer yapıyorlarsa da Ar-Ge faaliyetlerini gerek Türkiye’de gerekse Türkiye dışındaki yapılarıyla çeşitlendirerek ürün gelişimlerini yol haritalarını hızlandırmalarıdır.
Şirketinizin kısa ve orta vadede Ar-Ge çalışmaları ile ilgili planları nelerdir?
Şirketimizin Ar-Ge çalışmalarıyla ilgili planları aslında kısa, orta, uzun vade olarak değerlendirmekten ziyade az önce de bahsettiğim gibi Ür-Ge, Ar-Ge faaliyetleri ve inovasyon tarafı olarak değerlendirmek gerekir. Bunların süreçleri de elbette birbirinden kısa, orta, uzun vade olarak ayrışmaktadır. Ür-Ge faaliyetleri mevcut ürünlerimizin tekrar geliştirilmesi, teknik ve ticari hayatlarının devam ettirilmesi, sahadan gelen geri bildirimler doğrultusunda yapılacak iyileştirmelerin bu ürünlere uygulanması gibi temel faaliyetlerden bahsederken, ki bunlar sürekli olup bu faaliyetlerimizi daha kısa çalışmalar olarak adlandırabiliriz. Orta ve uzun vadeli çalışmalar ise, özelikle yeni donanım, yeni yazılım geliştirmeleri. Zaten Ar-Ge'nin temel ana faaliyet kollarından birdir. Bu da yine planlı bir şekilde devam etmektedir. Yine bir diğer faaliyet kolu ki bu biraz sektörde yeni olmakla beraber ARKEL’in yıllardır üzerinde çalıştığı asansörlerin akıllı hale getirilip, veri toplanıp bu verilerin analizleri sonucunda bunun gerek asansör montaj bakım firmalarına gerekse de son kullanıcılara rahatlık, hizmet, verimlilik ve maliyet faydaları çerçevesinde oluşturulabilecek yazılım platformları. Bu da yine bizim orta ve uzun vadeli Ar-Ge çalışmalarımızın temellerinden bazılarıdır.
Şirketinizin Ar-Ge operasyonlarının satış ve ihracat rakamlarına etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında satış ve ihracat rakamlarına etki tek bir departmandan ya da tek bir operasyondan kaynaklanmaz. Bunun birçok paydaşı olmakla beraber Ar-Ge'de bunlardan en önemlilerinden bir tanesidir. Elbette planlı ve prensipli sistematik bir Ar-Ge operasyonunuz olmadığı takdirde satış ve ihracat rakamlarınızı arttıracak yeni ürün yeni pazar ihtiyaçları yeni müşteri kazanımlarında ürün çözümlerinizi zamanında verimli, efektif ve aynı zamanda kaliteli bir şekilde tasarımını yapamadığınız takdirde bu fırsatları kaçırma ihtimali ile karşı karşıya kalmaktasınız. ARKEL olarak biz son 10 yılda hem genel satış rakamlarımızda hem de ihracat rakamlarımızda çok yüksek oranlarla büyümemizi sürdürüyoruz. Paydaşlarımızdan ve satış, satış sonrası destek birimlerimizin pazardan aldıkları geri bildirimleri ve pazar ihtiyaçlarına yönelik tavsiye ile talepleri doğrultusunda Ar-Ge departmanımızın geliştirdiği ürünlerin zamanında, istenilen özelliklerde, istenilen performansta ve istenilen kalite düzeyinde tasarlamasından dolayı büyümemizi sürdürülebilir bir büyüme olarak devam ettirmekteyiz. Dolayısıyla, Ar-Ge operasyonları mutlaka ve mutlaka satış ve ihracat rakamlarının arttırılması, bu artışın sürdürülebilmesi için olmazsa olmaz şartlardan biridir.
Şirketinizin 2023 yılı için Ar-Ge bütçesi ve çalışmaları ile ilgili bilgi verir misiniz?
Şirketimizin prensipleri gereği şirket finansallarımız ve rakamlarımız ile ilgili bilgi paylaşamamakla beraber şunu belirtmek isterim ki; Ar-Ge'ye çok yüksek bir bütçe ayıran bir firmayız. Biz ARKEL olarak tabii ki ticari bütçe planlarımız çerçevesinde Ar-Ge bütçemizi de yıllık olarak planlamaktayız. Ancak gelişen şartlar içinde yeni projeler yeni fikirler yeni ürün talepleri veya önerileri doğduğu takdirde arttırılması gereken her türlü Ar-Ge bütçesini kayıtsız şartsız onaylamaktayız. Bu da bizim en büyük gücümüz diyebilirim. Ar-Ge çalışmaları konusunda mevcut ürünlerimizin sürdürülmesi, aynı zamanda yeni ürünlerimizin hayata geçmesi ve özellikle yazılım tarafında yaptığımız çalışmaları da 2023 yılında devam ettireceğiz.
Türkiye'deki Ar-Ge kültürünü ve kamunun Ar-Ge teşviklerinin mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de Ar-Ge kültürü dünyadaki Ar-Ge kültürü ile kıyasladığımızda henüz genç ve yeni yeşeren bir alan. Bu konuda çok geç kalmakla beraber çok hızlı hareket ettiğimizi de düşünüyorum. Özellikle teknoparklar, akademisyenler ile sanayi kuruluşlarının bir araya getirilmesi ile Ar-Ge ortamlarının oluşturulabileceği ve geliştirilebileceği en güzel platformlar olmuştur. Buradaki kuluçka merkezleri, startup şirketleri sayesinde Türkiye’deki Ar-Ge faaliyetlerinin geçmişe göre hızlanarak ve belki de dünyadaki gelişmiş olgun yapılara bürünmüş Ar-Ge merkezlerinden çok daha dinamik çalışmalar yürütmeye başladığını memnuniyetle görüyoruz. Elbette bu kültürün tüm Türk üretici firmaların katılımıyla daha da büyümesi hepimizin dileği. Ar-Ge merkezlerinde istihdam edilen mühendislerimize, özellikle global Ar-Ge faaliyetleri yürüten firmalarla rekabette bulunarak burada istihdam edeceğimiz personellere global rekabet şartlarında yeterli kaynak ve ücretlendirmeleri sağlayarak, elimizdeki çok kıymetli mühendislik gücünü, Ar-Ge gücünü korumaya gayret etmemiz gerekmektedir. Çünkü Ar-Ge dediğimiz herhangi bir makine teçhizattan oluşan bir yapı değil, tamamen nitelikli mühendislik gerektiren yapılardır. Bu da insan faktörüdür. Dolayısıyla biz kendi insanımıza yurtdışındaki firmalardan çok daha fazla değer vererek bu kıymetleri ülkemizde tutmak için var gücümüzle çalışmalıyız. Bu konuda tabii ki Ar-Ge teşvikleri kapsamında devletin yayınladığı kanunlarda, özellikle teknoparklarda bunları yapmamız için bizleri desteklemektedir. Dolayısıyla mevcut teşvikleri takdirle karşılayıp bunları memnuniyetle değerlendirmeye çalışırken bir yandan da bu teşviklerin çeşitlendirilip arttırılması konusunda her zaman fikirlerimizi devlet otoritesiyle paylaşmaktayız. Önümüzdeki dönemde Ar-Ge teşviklerinin çeşitlendirilerek ve arttırılarak, bu değerli insan kaynağımızın yurtdışına ya da yurt dışı firmalara göçlerini engelleyecek tedbirleri aldığımız takdirde Türkiye’de Ar-Ge kültürünün ve faaliyetlerinin çok daha yüksek seviyelere çıkacağına inancım tamdır.
Üzerinde çalıştığınız yeni inovatif ürünleriniz var mı?
Elbette var. Zaten ARKEL geçmişine baktığınızda bugüne kadar sektöre kazandırdığımız tüm ürünlerimizin hepsi inovatif ve patentli ürünlerdi. Bundan sonraki Ar-Ge faaliyetlerini yürüttüğümüz tüm ürünlerde keza hepsi inovatif ürünler olacaktır. Yani şu an Ar-Ge havuzumuzda bulunan tüm projelerin benzersiz ve piyasada ya da pazarda bulunmayan çözümler ve ürünler olacağını şimdiden söyleyebilirim.
Firmanızın kısa ve uzun vadedeki hedefleriyle ilgili neler söylemek istersiniz? 2022 yılı sizin açınızdan nasıl geçti 2023 yılından beklentileriniz neler?
Firmamızın kısa vadede hedefleri elbette son yıllar da göstermiş olduğumuz büyüme performansını kısa dönemdeki finansal hedeflerimizle büyüterek sürdürmek. Tabi sadece bunu; satışı arttırmak, yeni müşteriler kazanmak ya da pazar geliştirmek olarak görmüyoruz. Aynı zamanda ürün gamı, ürün çeşitliliği, mevcut ürünlerin yeni özellikleriyle de bu finansal hedeflerimizi destekleme çalışmalarını sürdürüyoruz. Dolayısıyla bu kapsamda gerek Ar-Ge tarafında gerek üretim tarafında gerekse satış sonrası global organizasyonlar konusundaki yatırımlarımızı kısa vadedeki hedefleri gözetirken uzun vadedeki hedeflerimiz için de sürdürüyoruz. Bu yatırımlardan önem verdiklerimizin başında daha önce bahsettiğim üzere ‘TÜRKİYE dışında üretim merkezlerimizin sayısını arttırmak için yaptığımız yatırımlar geliyor. Buradaki üretimden kastımız tüm sistem üretimi olarak söyleyebiliriz. Yani elektronik kart dizgisinden son montaj hatlarına kadar şu an İstanbul’da ne şekilde bir üretim sürecimiz varsa bunun aynısını farklı coğrafyalarda da büyümemizi desteklemek ve uzun vadedeki hedeflerimize ulaşmak için hayata geçirmeye gayret ediyoruz. Bunun dışında satış sonrası organizasyonumuzda yine farklı ülkelerde partnerlikler ya da doğrudan kurduğumuz organizasyon yapılarıyla çeşitliliğimizi arttırıyoruz. Bunlar da bizim uzun vadedeki hedeflerimiz diyebilirim.
2022 yılı birçok sektörde olduğu gibi bizim için de oldukça yorucu ve dinamik bir yıl oldu. TÜRKİYE pazarında değil aynı zamanda globalde birçok pazarda faaliyet gösteren bir firma olmamız sebebiyle global ekonomide ya da içte bir takım politik ve siyası farklılıklar ya da değişim dönemlerinde farklı coğrafyalarda farklı etkilerle karşılaşıyoruz. Dolayısıyla 72 ülkeye doğrudan ihracatı olan bir şirkette bir yılın çok stabil geçmesi beklenen bir durum olmaktan çıkmaktadır. Fakat biz bunu başarıyla sonuçlandırdık. 2022 yılı bizim açımızdan gerek finansal gerek şirket hedefleri gerekse faaliyet hedeflerimiz açısından son derece başarılı bir yıl olarak kapandı. 2023 yılından da 2022 yılındaki dış etkenlerin bizi çok daha az yıpratmasını diliyoruz ve bu dileklerle 2023 yılının bizim için çok daha verimli, çok daha üretken ve çok daha büyük büyüme rakamlarıyla kapanmasını amaçlıyoruz. İnşallah cumhuriyetimizin 100. Yılında, ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği muhasır medeniyetler seviyesinin üzerinde sektörümüzde dünyada en çok kendinden söz ettiren bir Türk markası olarak bayrağı çok farklı ülkelerde ve coğrafyalarda dalgalandıran ARKEL’imizi ülkemiz adına daha da büyük bir gurur kaynağı haline getirmeyi hedefliyoruz.
Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Ben öncelikle bu fırsatı değerlendirerek değerli okuyucularımıza teşekkür etmek istiyorum. Gerek ARKEL kullanıcısı gerek ARKEL kullanıcısı olmayan asansör sektörüne fayda sağlayan, asansör sektörünün gelişimi için çaba sarf eden tüm paydaş firmalarımıza, onların temsilcilerine, sahiplerine bir kez daha şükranlarımı sunmak istiyorum. Çünkü biz bir eko sisteminin parçasıyız. Bu bahsettiğim kişiler firmalar, organizasyonlar olmadığı takdirde bizim mevcudiyetimiz de mümkün olmaz. Birlikteliğimizi önümüzdeki yıllar için çok daha fazla arttırarak Türkiye asansör sektörünün, ARKEL gibi globalde kendinden söz ettiren çok sayıda markalar doğurması için birlikteliğimizi çok daha üst seviyelere taşımalı, daha stratejik kararlar, daha stratejik fikir ve aksiyon ortaklıları içine girmeyi arzu ediyoruz, diliyoruz. İnşallah önümüzdeki yıllarda Türkiye’den artan asansör ekipman ihracatı önümüzdeki yıllarda global markalar oluşturarak Türkiye’nin gurur duyacağı bir sektörü hep birlikte inşa etmiş olacağız. Buradan bu konularda faaliyetlerde bizlerle birlikte olmak ya da bizle fikir alışverişinde bulunmak isteyen tüm okurlarımıza kapımızın acık olduğunu beyan etmek isterim.