ASANSÖR FREN VE HIZ REGULATÖRLERİ ÜRETİM VE DENETİMLERİNDEKİ AKSAKLIKLAR
Zorlu Asansör olarak; fren gruplarında ‘ani etkili’ ve ‘kademeli’ güvenlik tertibatları; hız regülatörü grubunda ise A3 (UCM; istem dışı kabin hareketinde görev yapan) ve MRL (dişlisiz asansör makinanın tahrik ettiği asansörlerde kuyu içerisinde kullanılan) ve kuyu dibi mesafesi çok az olan asansörlerde kabin altına veya üzerine monte edilebilen tip regülatörlerin üretimi yapmaktayız. Diğer yandan, frenleme ivmesinin EN 81-20’de izin verilen (0.2g-1g) aralıkta kalabilmesi için kademeli güvenlik tertibatlarında tek kütleli ( ±% 7,5 için ayarlı veya dar aralıklı) fren grubu üretimimiz de devam etmektedir.
Ülkemiz asansör sektörünün en büyük sorunlarından biri, asansör aksamı üreticileri genel olarak ucuz hammadde kullanmak suretiyle, ürünü muadillerinden daha ucuza mal edip piyasaya sunma, böylece daha fazla ürün satma gibi bir hedefe kilitlenmiş durumdadır. Haliyle, aslında olmazsa olmazımız olan Temel Sağlık ve Güvenlik Gerekleri ve EN 81-20/-50 standartlarında belirlenen kriterleri sağlamak, ikinci plana düşmüş durumdadır.
Kabin üreticileri stoklarında çok çeşitli fren tertibatı bulundurmamak için geniş aralıklı belgesi olan frenleri tercih etmek istiyorlar. Örneğin (P+Q = 600-3000 kg; 0,63-2,5 m/sn nominal hız) aralığında üretildiği iddia edilen kaymalı fren tertibatını piyasaya arz ediyor. Böylesine geniş bir aralıkta tek bir ayar ile üretilen fren tertibatı EN 81-20/50 standartlarına uygun olmadığı halde maalesef hem talep ediliyor hem de üretiliyor. Böyle bir talebe direnen üreticiler bile zaman geçtikçe haksız rekabete dayanamayıp örnekte olduğu gibi çok geniş aralıklı olmasa bile, geniş aralıklı (P+Q) ve nominal hıza uygun frenler üretmek zorunda kalıyor ve bir şekilde belgelendirilmesini sağlıyorlar.
“Frenlerin CE’si var mı, var. Frenleme anında tutuyor mu, tutuyor. Biraz sert dursa ne olacak? Frenleme ivmesi 1g’nin üzerinde çıksa ne olacak? Yeter ki frenlesin.” ya da “EN 81- 20/-50 standardının şu maddesini karşılamasak ne olur?” gibi düşünceler ile üretilen emniyet tertibatlarında haksız rekabetten dolayı gitgide kalite çıtası aşağılara çekilmekte; emniyet aksamı gibi can ve mal güvenliğinde hayati role sahip ürünlerin kalitesi gitgide azalmakta, bununla birlikte tehlikenin boyutları artmaktadır.
Yapılan denetimlerin EN 81-20/-50’ye uygun sıkılaştırılması halinde bu haksız rekabetin önüne geçilmiş olacağı gibi, can ve mal güvenliği daha iyi seviyede sağlanmış olacaktır. Bu durum ise ürünlerin kalitesiyle birlikte dünya pazarındaki değerini artıracaktır.
Aksam üreticileri olarak, az önce resmetmeye çalıştığım bu olumsuz imajımızdan dolayı ülkemizde üretilen en kaliteli ürünler dahi yurt dışındaki diğer isim yapmış markalara yaklaşamamaktadır. Yurt dışında yeni bir pazara girmeye çalıştığımızda bu olumsuz imajı silebilmek, en azından 1-2 senemizi alıyor.
İsteğimiz, ülkemizde üretilen ve EN 81-20/50’deki kriterleri sağlamayan asansör güvenlik tertibatlarının üretimlerinin en kısa sürede sonlandırılmasıdır. Bunun çözümünün sadece Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının denetlemesi ile ortadan kalkmasını beklemek, uzun vadeli bir çözüm olacaktır.
Ne mutlu ki, kaliteli ürün üretip gelişmiş ülkelere ihracat yapmayı planlayan firmalarımız da mevcuttur. Bununla birlikte, en kısa sürede bu haksız rekabetle yaşanan akıntıya karşı kürek çekip, Temel Sağlık ve Güvenlik Gerekleri ve EN 81 20/-50’nin koşullarını sağlamayan ürünlerin üretilmemesi için Bakanlık ile birlikte çalıştaylar yapılması ve haksız rekabete son verilmesi gerekmektedir.
Türkiye’de kaliteli ürün üretilmeyip yurt dışına ihracatların artmaması, dünya asansör piyasasını ele geçiren ve EN 81-20/-50 standartlarına uygun ürünleri üreten firmaların işine gelmektedir. Bizler ise bunun farkında olmayıp meydanı bu firmalara bırakmaktayız. Yapmamız gereken eylemlerin başında ise -yukarıda da belirttiğim gibi- EN 81-20/-50 standartlarına uygun olmayan ürünlerin üretilmesine mâni olmaktır.
Ülkemizde son dönemlerde yaşanan KYK yurtlarındaki asansör kazaları ve Antalya’daki teleferik kazası gibi can kaybıyla neticelenen olaylar ile birden hareketleniyoruz, olması gerekenleri ve alınacak önlemleri en üst seviyede konuşuyoruz. Fakat kısa bir süre sonra bu elim hadiseler ülke gündeminden düşüyor ve nedense tekrar nemelazımcılık moduna geçiyoruz.
Ülkemiz Avrupa Standartlarını aynen kabul etmiş olmasına rağmen, maalesef bunların benimsenmesi ve uygulanması konusunda önemli zaaflarımız var. Bunun bir göstergesi de asansörlerde Hız Regülatörlerinin denetimlerinde daha vahim olarak ortaya çıkmaktadır.
Dünyadaki en kaliteli kayma emniyet tertibatlarını iyi bir montaj ekibine monte ettirelim. Böylece bu frenin tescil öncesi testten geçmesinde hiçbir problem gözükmemektedir. Çünkü tescil öncesi frenleme testlerimizde regülatör kasnağının dönmesi ‘gaga’ diye tabir ettiğimiz bir kanca veya MRL bobini vasıtasıyla durdurulmaktadır. Regülatör, kurallarına göre monte edildiyse sanki maksat hasıl olmuş, güya hız regülatörü ile ilgili tüm emniyet şartları sağlanmıştır. İşte esas sorun da burada başlıyor. Tescil öncesi testte değil de, gerçek hayatta asansörün frenlemesi halinde vahim sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Hız Regülatörleri, EN 81-20/-50’de izin verilen hız aralıklarında asansörü durdurmak üzere üretilmekte ve ayar kısmı mühürlenmektedir. Hız Regülatörlerinin aşırı hızlanma durumunda hangi hızda kilitleyeceğini etiketinden biliyor; Tip İnceleme Sertifikasında belirtilen değerler içinde kilitleyeceğini ve freni tetikleyeceğini varsayıyor, fakat bunun testini yapamadığımızdan, bu değerleri ne ölçüde sağladığını kontrol edemiyoruz.
Fren koluna bağlı bulunan regülatör halatının durması neticesi, fren kolu çekiliyor ve aşırı hızlanan asansörün durma süreci başlıyor. 1 m/s’yi aşan anma hızları için regülatörün kilitleme hızı EN 81-20 standardına göre aşağıdaki formüle göre, m/s cinsinden hesaplanmaktadır.
Örneğin; 1m/s hızda bir asansör için müsaade edilen kilitleme hızı, özel olan 1.5 m/s; 1.6 m/s nominal hızlı asansör için 2.16 m/s’dir.
(V=1.25 *1.6 + 0.25 = 2+0,16 = 2,16 m/sn)
Frenleme tertibatlarında hesaplara konulan frenleme kuvvetinde F= ½ mv² kilitleme hesap edilen hız, bu formüllerden bulunan hızdır.
Güvenlik tertibatları, belirli hızda kabinin ulaştığı kinetik enerjiyi sönümlemek üzere imal edilmektedir olup, durdurma anındaki ivmesi de bu hıza göre hesap edilmektedir. Örneğin 1m/s’de nominal hızda çalışan bir asansörün serbest düşmede ulaştığı kinetik enerjinin, en fazla 1.5 m/s hızda sönümletilmesine göre hesapları yapılmaktadır.
Onaylanmış kuruluşlarca yapılan 1m/s frenin belgelendirme sürecinde, asansörün 1.5 m/s hıza ulaştığında frenlemenin başlayacağı öngörülerek testler yapılmakta olup, ürünün belgesi buna göre düzenlenmektedir. Burada regülatör yerine bir halat düzeneği kullanılmaktadır. Yani regülatörün maksimum 1,5 m/s hızda kilitlemeyi sağladığı varsayılmaktadır. Gerçekte ise, frenleme anında regülatörün (1,15 m/s ve 1,5 m/s) aralığında kilitlemesine göre ayar yapılması planlanmaktadır. Ama hiçbir zaman bunu tescil öncesi testlerde kontrol edememekteyiz. Regülatör hatalı üretimden dolayı 1,5 m/s yerine 1,8 m/s hızda kilitliyor ise, sönümlemesi gereken oluşmuş kinetik enerji [(1,5)²=2,25 yerine (1,8)²=3,24 olup; 3,24/ 2,25= 1,44 misli] yaklaşık 1,5 katına çıkmaktadır. Bu andaki fren tertibatının mukavemeti ve ölçülen ivme düşündürücüdür. Yani hız regülatörlerini hiçbir aşamada kontrolünü sağlayamamaktayız.
Aşırı hızlanma anında frenlemenin gerçekleşmemesi veya geç gerçekleşmesi halinde frenlemenin başarısızlığının ya da geç gerçekleşmesinin kök nedeni olarak fren tertibatına yüklenebilmektedir. Diğer yandan, Hız Regülatörünün hangi hızda kilitlediğinin kontrol edilememesi büyük bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Üretici; kilitleme ayarlarını regülatör kasnağı sabit hızda dönerken yapmaktadır. Mesela nominal hızın 1,3 katında kilitletilecek. 4 adet kilitleme yeri olduğunu düşünürsek gaga birinci kilitleme yerini kilitlemedi. Herhangi bir sebepten ondan sonraki yerde veya daha sonraki yerde kilitleyebilir. Halbuki gerçek serbest düşmede hız sabit kalmayıp kasnağın dönme hızı devamlı artmaktadır.
Hız regülatörlerinin hızı gittikçe artan (kabin + karşı ağırlık) test düzeneğinde kilitlemesi esasına göre belgelendirme yapılması gerekmektedir. Artmayan sabit bir kilitleme hızında kilitleme ayarlarının yapılması, gerçek hızlanan veya serbest düşme halindeki hız regülatörünün planlanan kilitleme hızında kilitleyemeyeceği kanısındayım.
En azından CE işareti için yapılan ürüne ait Tip İnceleme Testlerinde, hız regülatörlerinin hızı gittikçe artan (kabin + karşı ağırlık) test düzeneğinde kilitlemesi esasına göre belgelendirme yapılması ve belgelendirme yapan onaylanmış kuruluşların üretici firmaları daha sıkı denetlemesi ve ‘rasgele kontrol’ adı verilen Tip Uygunluk Testlerinin her yıl düzenli olarak yapılmasının elzem olduğu kanısındayım.