Sektörümüzün en temel  sorunlarından bir tanesi yerli bir asansör markası çıkaramamasıdır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, AYSAD, ASFED ve EAYSAD ile bu sorunun çözümüne ilişkin görüşmeler gerçekleştirmiş,  sektör temsilcilerinin fikirlerini almış olmasına rağmen herhangi bir sonuç elde edilememiştir. 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bu girişimini son derece olumlu bulduğumu ve kuvvetle desteklediğimi belirtmek isterim.  Fakat konu ile ilgili görüş bildiren asansör sivil toplum kuruluşlarının   yerli asansör sektörünün  gelişmesini gerçekten istediklerinden şüphe duymamak da elde değil… 

Şöyle ki asansör sektöründe faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının yapısına dikkat ederseniz; sektörü her açıdan ele alarak, ileriye taşıması beklenilen temsilciler  asansör üreticilerinden (aksam imalatçılarından) oluşmaktadır. Sivil toplum kuruluşları bünyesinde maalesef ki asansör montajı yapan ve yetkili servis hizmeti veren şirketler sektörün bin bir zorluğu içerisinde işletmelerinin devamlılığını sağlamaya ve nefes almaya çalışmalarından kendilerine yer edinememişlerdir. Eğer onların da finansal güçleri asansör aksam üreticileri gibi sektörün şartları ile daha kolay baş edebilecek seviyede olsaydı; onlar da sivil toplum kuruluşlarının yapısı içerisinde daha fazla söz sahibi olabilirdi.

Şirketlerimizin faaliyetlerini sürdürürken her gün karşılaştığımız bir gerçek var; "Asansör monte eden ve yetkili servis hizmeti veren şirketler sahipsizdir".  Her geçen gün asansör sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri kendi firmalarının daha da büyümesi için gerekli ortamı sağlarken; bu şirketlerin lehine bir çalışma yaptıklarına şahit olmadık. Bu yüzden asansör monte eden ve yetkili servis firma sahipleri olan meslektaşlarımdan bu sivil toplum kuruluşlarının yapısını tekrardan gözden geçirmesini rica ediyorum. Bu işin ceremesini bizler çekerken başkalarının sefa sürmesine müsaade etmemeliyiz. Asansör sivil toplum kuruluşları gerçekten asansör monte eden ve yetkili servis hizmeti veren şirketleri düşünselerdi sektörün kanayan yarası olan asansör bakım taban fiyat listesinin çıkması için çaba gösterdiklerini görürdük.
 
Geçtiğimiz günler de ASTEK Komitesi toplandı. Toplantı gündem konularında biri de asansör bakım taban fiyatlarıydı. Bu toplantıda  bakım taban fiyatlarının belirlenmesine ithal firmaların sivil toplum temsilcisinin karşı çıkması da çok manidar oldu. Zaten böyle bir konuyu desteklemeleri şaşırtıcı olurdu. Ortada bir gerçek var ki ithal firmalar yerli asansör firmalarının faaliyetlerine küçük ölçekli kalarak devam etmelerini, bu sayede ithal firmaların pazarına girmelerini engellemek istiyor. Bakım taban fiyatı uygulaması faaliyete alınırsa asansör monte eden ve yetkili servis hizmeti veren şirketlerin kurumsallaşacaklarını bildikleri için bu uygulamayı engellemek adına ellerinden geleni yapacaklardır.  

Sektörümüzde Maliye Bakanlığı’ndan alınan verilere göre 20.000 adet asansör firması bulunmaktadır.  Aksam üreticileri, asansör monte eden ve yetkili servis firma sayısının bundan da fazla olmasını istemektedirler. Bunun başlıca sebebi firma sayısı arttıkça aksam üreticilerinin de karlılığının artmasıdır. Firma sayısının çok olması demek aksam üreticilerinin ürettikleri ürünü istedikleri fiyata satmasının daha da kolay olacağı anlamına gelmektedir. Bir üreticiden 10 adet ürün alan A firması ile 1000 adet ürün alan B firmasının pazarlık gücü aynı olmayacağı için firma sayısının azalması demek aksam üreticilerinin karlılığının azalması demek olacaktır. 

Sonuç itibariyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, asansör monte edenler ve yetkili servisler dışında kimse yerli firmaların gelişmesini istememektedir. Yerli firmaların gelişimini sağlayacak en büyük etken 'Satış Sonrası Hizmetler'dir. Bir ürünü üretmek ve monte etmekten daha önemli olan faktör satış sonrası servis hizmetini hangi kalitede sağlayabildiğinizdir. LG, Samsung, Apple vb. markalara baktığımızda satış sonrası hizmete ne kadar önem verdiklerini görürüz. Örneğin; evimize almış olduğumuz X marka  bir televizyonun arıza yapması halinde arızaya çözüm bulunamazsa veya sık sık arıza yaparsa X markalı bir ürünü bir daha kullanmak istemeyiz. Kalitesinden ve marka değerinden şüphe duyarız. Burada vurgulamak istediğim iyi markaları iyi marka yapan satış sonrası hizmetlere verdiği önem olmasına rağmen bu gerçek bizim sektörümüzde ise en önemsiz görülen kısım olarak karşımıza çıkıyor. Yerli bir asansör firmasının markalaşması isteniyorsa satış sonrası hizmet veren firmaların önü açılmalıdır. 20.000 asansör firmasının aynı pazarda birbiri ile bu şartlarda rekabet ederek güçlü bir marka oluşturması hayalden öteye geçemeyecektir. Hangi konuya değinirsek değinelim ilerleyebilmek için atılması gereken ilk adımlardan bir tanesi bakım taban fiyat listesinin uygulamaya alınması gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz. Bakım taban fiyat listesi çıkartılırsa bütün firmalar belirlenen limitler üzerinden bakım hizmeti vereceği için fiyat rekabeti olmayacaktır. Fiyat rekabeti olmayınca son kullanıcı, kaliteli hizmet veren firmaları tercih edecektir. Yetkili servisler kaliteli hizmet verebilmek için kendilerini geliştirmek zorunda   kalacaktır. Böylelikle kaliteli hizmet vermeyen firmalar otomatik olarak piyasadan elenecektir. Aynı zamanda mevcut firma sayısı da azalacağı için öncelikle yerli marka olma yolunda sonrasında da global marka olma yolunda kaliteli firmalar emin adımlar atacaktır.
 
Bakım taban fiyat listesinin çıkartılmasının istenmesinin sebebi karlılığın artması gayesi değildir. Haksız rekabetin sona ermesi, çok sayıda asansör şirketi yerine kaliteli asansör firmalarının sürekliliğinin sağlanması ve yerli sermayenin markalaşmasına katkı  sağlamaktır.

Gayemizin gerçekleşmesi dileğiyle sevgi ve saygılarımla….

Ali Osman KARADEMIR

TÜRKLIFTPLUS ASANSÖR GENEL MÜDÜRÜ
MAKİNE VE KAYNAK MÜHENDİSİ
aokarademir@turklift.com.tr