ASANSÖR SEKTÖRÜ 2020
2020 yılında ihracat çalışmaları yine; devlet desteklerinden tam anlamıyla faydalanılamadan, ihracatın artması için çalışmalar yapan bir meslek örgütü olmadan, firmaların; bireysel çabaları, fuar katılımları ve pazarlama faaliyetlerine dayalı olarak yürütülecek. Firma bazlı olan ve herhangi bir kurala bağlı olmadan yapılan ihracat faaliyetleri ise kısa vadede sektörümüzün ihracat rakamlarına olumlu yönde katkı sağlarken, uzun vadede; kar oranları, marka değeri, ‘Türk Malı’ algısı gibi konularda soru işaretleri doğuruyor.
TÜRK ASANSÖR SEKTÖRÜ İÇİN 2019 ZOR BİR YIL OLDU. SEKTÖR, ÇAREYİ İHRACATTA ARADI. 2020 YILI İÇİNSE İHRACAT FAALİYETLERİ SEKTÖR İÇİN ÖNEMİNİ KORURKEN, EKONOMİDEKİ BÜYÜMENİN POZİTİFE DÖNMESİ, İNŞAAT SEKTÖRÜNDEKİ CANLANMA VE TOKİ PROJELERİ İLE İÇ PAZAR DA SEKTÖRE UMUT VERECEK
Türk Asansör Sektörü geçtiğimiz iki yılda, dış ticaret bazında gelişme gösterirken iç pazarda geriledi. Zorlu geçen 2019 yılı ve öncesi üreticilerimizi ihracata yönlendirdi. Paket asansör ihracatında önemli bir artış sağlandı. 2018 yılında 73 milyon 280 bin 30 dolar değerinde asansör ihracatı gerçekleşmişti. Bu rakam 2017 yılında 58 milyon 507 bin 910 dolar değerindeydi.
Paket asansör ihracatındaki artış ile komponent ihracatındaki düşüş gösterdi ki, daralan iç piyasaya alternatif arayan sektör aktörleri son yıllarda ihracat ile özellikle de paket asansör ihracatı ile kendilerine çıkış aradı.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayınlanan Asansör Sektör Raporu 2019’da yer alan dış ticaret verileri de Türk asansör sektörünün içinde bulunduğu durumu gözler önüne serdi. İç piyasada yaşanan daralma sonucu yurtdışına ağırlık veren Türk asansör sektörü çabalarının meyvesini sınırlı da olsa aldı.
2020 yılında da sektör gündemimizin ilk maddesi, ihracat...
2020 yılında da Türk Asansör Sektörü’nün ilk gündem maddesi ihracat. Sektörde faaliyet gösteren firmalar dış pazarda paylarını arttırmak ya da en azından korumak adına mesai harcıyor. Harcanan bu mesai sonucunda da küresel ticaretin içerisinden geçtiği zorlu sürece rağmen ihracatta olumlu bir grafiğe imza atılıyor.
2020 yılında ihracat çalışmaları yine; devlet desteklerinden tam anlamıyla faydalanılamadan, ihracatın artması için çalışmalar yapan bir meslek örgütü olmadan, firmaların; bireysel çabaları, fuar katılımları ve pazarlama faaliyetlerine dayalı olarak yürütülecek. Firma bazlı olan ve herhangi bir kurala bağlı olmadan yapılan ihracat faaliyetleri ise kısa vadede sektörümüzün ihracat rakamlarına olumlu yönde katkı sağlarken, uzun vadede; kar oranları, marka değeri, ‘Türk Malı’ algısı gibi konularda soru işaretleri doğuruyor.
2020 yılı için akılları kurcalayan bir konu da Corona virüsü. Çalışmaların durduğu, yaşamın büyük çapta etkilendiği Çin’de yaşananlar, elbette diğer ülkeleri olduğu gibi ülkemiz ekonomisini de doğrudan etkiliyor.
İngiltere merkezli Financial Times tarafından Corona virüs salgınının ülke ekonomilerini nasıl etkileyebileceğine dair yayınlanan raporda pek çok ülkenin Corona virüsü nedeniyle ekonomik olarak küçüleceği belirtilirken Türkiye’nin Corona virüsü nedeniyle ekonomik anlamda büyüyebileceği yazıldı.
Financial Times’ın ING Bank ve IMF’nin verilerinden faydalanılarak oluşturduğu rapora göre Türkiye, Çin’deki Corona virüsü nedeniyle ekonomisini yüzde 0.05 kadar büyütebilir. Böyle bir analizin yapılmasının altındaysa iki farklı neden yatıyor. Bu nedenlerden bir tanesi petrol fiyatlarının düşmesiyken, diğeri ise Çin’deki bazı fabrikalar ile aynı sektörler üzere çalışan ve ihracat yapan Türk şirketler.
Tedarik zincirinde Çin’e bağımlı olan birçok sektör gibi sektörümüzü de etkileyecek olan bu durumun etkilerinin hangi yönde olacağı da merak konusu.
İç piyasa canlanacak...
Türkiye ekonomisinde 2019 yılı 3. çeyreğinde büyümenin pozitife dönmesiyle iç piyasalarda da umut rüzgarları esmeye başladı. Yeniden büyüme patikasına giren Türkiye ekonomisi için 2020 yılına dair daha umutlu ve daha pozitif bir tablo bulunuyor. Uzmanlar bu olumlu hava ile 2020’de Türkiye’deki yatırımların artmasını, istihdamın yükselmesini ve enflasyonda olumlu yönde gelişmelerin yaşanmasını öngörüyor. Bankacılık sektörünün de en kısa sürede piyasa faizlerini ve kullanım şartlarını çok daha makul seviyelere çekmesini bekleyen uzmanlar, 2020 yılı itibariyle Türk iş dünyasının asıl önünü açacak olan hamlenin, ucuz krediye hızla ulaşabilmek olduğunda hem fikir.
2020’den itibaren maliyetlerin düşeceği ve vadelerin daha da uzayacağı bir döneme girilmesi bekleniyor. Görüşler bundan sonraki süreçte minimum cari açık rakamlarıyla devam edileceği yönünde. 2020’de Türkiye ekonomisi için yüzde 5’lik bir büyüme öngörülüyor ve dış ticarete, ihracata dayalı bir büyüme hedeflenirken sanayi üretiminin lokomotif bir rol üstlenmesi çok büyük bir önem taşıyor.
ASANSÖR SEKTÖRÜ İÇİN BÜYÜK FIRSAT...
5 yılda 1,5 milyon konut dönüşecek...
Yönünü dış pazara çeviren asansör sektörünün 2020 yılı itibarıyla iç pazar için de hazılıklı olması gerekiyor. Türkiye’de kentsel dönüşüm planı çerçevesinde dönüştürülmesi gereken 6,7 milyon konuttan öncelikli olarak tespit edilen 1,5 milyon konutun dönüşümünün 5 yıl içerisinde acilen gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Bu çerçevede 100 bini İstanbul’da olmak üzere her yıl 300 bin konutun dönüşümü sağlanmış olacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2023’e kadar TOKİ ile her yıl 300 bin konutun en az yüzde 10-15’ini dönüştürecek.
Bu konutlara ek olarak Türkiye’nin 81 ilinde inşa edilecek olan 100 bin sosyal konut da 2020 yılında tamamlanacak.
İnşaat sektöründeki bu gelişmelerle binalarla bütünleşik sistemler olarak monte edilmesi gereksinimi olan asansörler konusunda, Türk asansör sektörününün atılıma geçeceği öngörülüyor.
Türk asansör sektörü ve sektörün teknolojik yapısının geliştirilebilmesi için, TOKİ tarafından önümüzdeki dönem içerisinde yürütülecek bu projelerin çok önemli fırsatlar sunacağı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da ifade ediliyor. Ancak bir de uyarı yapılarak, bu projelerden sektörün hakkıyla faydalanabilmesi için, gerek kamusal gerekse sektörel alanda sürecin iyi yönetilmesi gerekliliği vurgulanıyor.