29 Ocak 2021,ASANSÖR SEKTÖRÜ & ROBOTİK ÜRETİM, Asansor Vizyon Dergisi, Asansör Adına tüm Aradıklarınız Bu Sitede

ASANSÖR SEKTÖRÜ & ROBOTİK ÜRETİM

Artık günümüzde üretimin kuralları yeniden yazılıyor. “Üründe kalite, üretimde verimlilik” temelinde yükselen yeni dönemin üretim şekli, otomasyon ve robot kullanımını olmazsa olmaz kılıyor. Kaliteyi yakalarken üretim verimliliğini göz ardı etmek de günümüz rekabet koşullarında pek de mümkün değil.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın büyük önem verdiği ve Asansör Sektör Raporu’nda da sıkça vurguladığı yurt dışında iş yapan Türk firmalarının sayılarının artması, uluslararası yönetmelik ve standartlara uyum ile sektörün rekabet gücünün arttırılması ve özellikle de aksam ihracatında rekabet gücünün yüksek olması konuları da robotik üretimden geçiyor.

Türk asansör sektörünün son yıllarda pazar payında sağladığı hızlı ivmelenmeyi sürdürebilmesi ve sektörün gündeminden hiç düşmeyen markalaşma sorununu çözebilmesi için de robot teknolojisinin yaygın bir şekilde kullanılması şart.

ROBOTİK ÜRETİM: ÜRÜNDE KALİTE, ÜRETİMDE VERİMLİLİK

Artık günümüzde üretimin kuralları yeniden yazılıyor. “Üründe kalite, üretimde verimlilik” temelinde yükselen yeni dönemin üretim şekli, otomasyon ve robot kullanımını olmazsa olmaz kılıyor. Kaliteyi yakalarken üretim verimliliğini göz ardı etmek de  günümüz rekabet koşullarında pek de mümkün değil. 

Teknolojinin iş hayatındaki etkileri her geçen gün daha da artıyor. Özellikle dördüncü sanayi devrimi, yani Endüstri 4.0 ile birlikte makinelerin, sistemlerin ve insanların birbirleriyle olan iletişimlerinin artması, üretim süreçlerinin dijitalleşmesi, küçük bir işletme veya global bir şirket fark etmeksizin, bu ekosistemin parçası olan herkesi etkiliyor.

Dijital dönüşümü süreçlerine entegre eden işletmeler; daha düşük maliyetler ile katma değerli üretim, verimlilik, ürünü pazara çıkarma süresinin kısalması gibi pek çok avantaj elde ediyor. Enerji ve diğer kaynakların verimli kullanımı, sürdürülebilir üretimi beraberinde getirirken doğanın korunmasına da katkı sunuyor. Diğer taraftan, manuel yapılan işlerde yaşanan hata paylarının giderilmesi ile birlikte artan kalite, müşterinin bağlılığını ve memnuniyetini de en üst seviyeye taşıyor. Çalışanlar da birbirini tekrar eden, sıkıcı ve tehlikeli işlerden kurtularak daha verimli işlerde görev alabiliyor, çalışan memnuniyeti ve şirkete bağlılık oranı da artıyor.

Endüstri 4.0, nesnelerin internetinden büyük veriye, bulut bilişimden otomasyona kadar pek çok kavramı barındırıyor ancak, biz dosyamızda üretim süreçlerinde rekabet avantajı sağlayan robotik otomasyonu ele alacağız. Çünkü üretim hattını ve diğer iş süreçlerini robotik otomasyonla modernize eden şirketlerin yeni çağa çok daha hızlı adapte olarak başarı kazandığını ve global pazarda rekabet edebilme şansı yakaladığını görüyoruz.

Günümüzde üretimin kuralları yeniden yazılıyor “Üründe kalite, üretimde verimlilik” temelinde yükselen yeni dönemin üretim şekli, otomasyon ve robot kullanımını olmazsa olmaz kılıyor. Kaliteyi yakalarken üretim verimliliğini göz ardı etmek de günümüz rekabet koşullarında pek de mümkün değil.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın büyük önem verdiği ve Asansör Sektör Raporu’nda da sıkça vurguladığı yurt dışında iş yapan Türk firmalarının sayılarının artması, uluslararası yönetmelik ve standartlara uyum ile sektörün rekabet gücünün arttırılması ve özellikle de aksam ihracatında rekabet gücünün yüksek olması konuları da robotik üretimden geçiyor.

Türk asansör sektörünün son yıllarda pazar payında sağladığı hızlı ivmelenmeyi sürdürebilmesi ve sektörün gündeminden hiç düşmeyen markalaşma sorununu çözebilmesi için de robot teknolojisinin yaygın bir şekilde kullanılması şart.

Sürekliliği olan ve devamlı gelişen Türk asansör sektörü, üretici firmaların hızla arttığı ve yeni kurulan üretici firmaların ürünlerini ihraç etme kabiliyetine sahip olduğu bir yapıya sahip. Sektörde faaliyet gösteren firmalar, tahrik motorundan raya, çelik halattan tampona, otomatik kapıdan kontrol kartına, regülatörden kasnağa kadar çok geniş bir yelpazede imalat yapıyor.

Dünya asansör pazarında hayli etkin ve yaygın olarak faaliyet gösteren, ihtiyaç duyulan komponentlerin tamamına yakınını üretme kabiliyetine sahip olan Türk asansör sektörünün en önemli sorunu ise; Ar-Ge eksikliği ve global anlamda markalaşamama.

Sektörün, yeni dönemin üretim şekli olan “Üründe kalite, üretimde verimlilik” ilkesiyle yükselişini sürdürmesi ve markalaşması için robot teknolojisini kullanması artık bir zorunluluk. Asansör ve yürüyen merdiven sektörünün hak ettiği noktaya gelebilmesi, hızla gelişen teknolojiye ayak uydurabilmesi için bilimsel ve teknolojik gelişmelerin yakından izlenmesi ve uygulanması gerekiyor. Bu da asansör üreticilerimizin konfor, tasarım, kalite, teknoloji gibi alanlara daha fazla yatırım yapmaları anlamına geliyor.

Ayrıca hijyenin olmazsa olmazlar arasına ilk yeri aldığı şu günlerde akıllı teknolojiler daha da önem kazandı. Halihazırda Ar-Ge ve inovasyona odaklanan asansör sektörü, bu doğrultuda virüs bulaşma riskini en aza indirmeye yardımcı temassız çağrı sistemiyle çalışan asansörlerden bakteri ve mikrop oluşumunu engelleyen çözümlere, kendi kendini temizleyen kabinlerden buton yerine hologram teknolojilerine sahip asansörleri gündemine aldı. Söz konusu teknolojilerin sorunsuz, standart, hızlı ve çalışan sağlığı gözetilerek üretilmesinde ve sektör raporunda belirtilen kritik noktalar baz alındığında robotların önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.