08 Şubat 2021,ASANSÖR SEKTÖRÜ VE DIŞ TİCARET, Asansor Vizyon Dergisi, Asansör Adına tüm Aradıklarınız Bu Sitede

ASANSÖR SEKTÖRÜ VE DIŞ TİCARET

Türk asansör sektörü korona gölgesinde geçen 2020 yılının ilk 9 ayında paket asansör ihracatını yüzde 10,24 oranında arttırdı. Komponent ihracatında ise yüzde 5,5 oranında bir değer kaybına uğrayan sektör, hem paket asansör hem de komponent konularında dış ticaret fazlası verdi.

Türkiye İstatistik Kurumu Dış Ticaret İstatistikleri Veri Tabanından derlediğimiz bilgilere göre Türk asansör sektörü 2020 yılının ilk 9 ayında 26 milyon 404 bin 948 kilogram asansör ihracatından 85 milyon 864 bin 12 dolar değer kaydetti. Yine, 2020 yılının ilk 9 ayında 41 milyon 892 bin 297 kilogram komponent ihracatı gerçekleştiren sektörün elde ettiği değer, 83 milyon 183 bin 91 dolar oldu.

2020 yılının ilk 9 ayında 19 milyon 786 bin 609 dolar değerinde ihracat gerçekleştirilen Cezayir en çok paket asansör alan ülke olurken, Suudi Arabistan 9 milyon 263 bin 900 dolarlık komponent alımıyla en çok komponent satılan ülke oldu.

KORONAYA RAĞMEN SEKTÖR, ASANSÖR İHRACATINI ARTTIRDI

Türkiye İstatistik Kurumu Dış Ticaret İstatistikleri Veri Tabanından derlediğimiz bilgilere göre Türk asansör sektörü 2020 yılının ilk 9 ayında toplam 249 milyon 915 bin 488 dolar değerinde dış ticaret gerçekleştirdi. 2019 yılının aynı döneminde sektörün toplam dış ticareti 239 milyon 868 bin 966 dolar değerindeydi.

Dünya genelinde çok ciddi bir sağlık sorununa dönüşen ve tüm ekonomileri kötü yönde etkileyen koronanın gölgesinde geçen 2020 yılının ilk 9 ayında, Türk asansör sektörünün toplam ihracat değeri 2019’un aynı dönemine kıyasla yüzde 2,49’luk bir artış göstererek 164 milyon 827 bin 686 dolardan 169 milyon 47 bin 103 dolara yükseldi.

Yılın ilk 9 ayında sektörün ithalatında ise önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,53’lük bir artış kaydedildi. 2019 yılının ilk 9 ayında 75 milyon 38 bin 277 dolar değerinde gerçekleştirilen ithalat,  2020 yılının aynı döneminde 80 milyon 868 bin 385 dolar oldu. 2020 yılının ilk 9 ayında yapılan 169 milyon 47 bin 103 dolar değerindeki ihracata karşın Türk asansör sektöründe 80 milyon 868 bin 385 dolar değerinde ithalat yapıldı. Böylece sektör ekonomimize 88 milyon 178 bin 718 dolar dış ticaret fazlasıyla katkı sağladı.

Asansör ihracatı yüzde 10,24 arttı 
Yılın ilk 9 ayında Türk asansör sektörü paket asansör ihracat değerini yüzde 10,24 oranında arttırarak önemli bir başarıya imza attı. 2019 yılının ilk 9 ayında ihraç edilen 22 milyon 237 bin 965 kilogram paket asansörden elde edilen 77 milyon 68 bin 431 dolarlık değer, bu yılın aynı döneminde 26 milyon 404 bin 948 kilograma yükselerek 85 milyon 864 bin 12 dolara ulaştı.

2020 yılının ilk 9 ayında paket asansör ithalat değeri de bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,36 oranında arttı. 2019 yılında 14 milyon 489 bin 472 kilogram ve 57 milyon 781 bin 511 dolar değerinde olan paket asansör ithalatı, 2020 yılında 14 milyon 689 bin 482 kilogram ve 62 milyon 372 bin 294 dolar değerine ulaştı.

Paket asansörü ihracatında sektör bu yılın ilk 9 ayında, 23 milyon 491 bin 718 dolar değerinde dış ticaret fazlası verdi.

Paket asansörde en çok ihracat Cezayir’e yapıldı
Türk asansör sektörünün paket asansör ihracatı yaptığı ülkeler arasında Cezayir uzak ara birinci oldu. 2020 yılının ilk 9 ayında Türk asansör sektörü Cezayir’e 19 milyon 786 bin 609 dolar değerinde paket asansör ihracatı gerçekleştirdi.

2020 yılının ilk 9 ayında en çok paket asansör ihracatı yapılan ilk 10 ülkede Cezayir’i sırasıyla; 8 milyon 709 bin 547 dolar ihracat değeri ile Rusya Federasyonu, 8 milyon 217 bin 975 dolar ihracat değeri ile Ukrayna, 6 milyon 180 bin 517 dolar ihracat değeri ile İsrail, 4 milyon 417 bin 905 dolar ihracat değeri ile Irak, 3 milyon 684 bin 82 dolar ihracat değeri ile Gürcistan, 3 milyon 13 bin 244 dolar ihracat değeri ile Azerbaycan, 2 milyon 715 bin 515 dolar ihracat değeri ile Özbekistan, 1 milyon 595 bin 973 dolar ihracat değeri ile Libya ve 1 milyon 145 bin 350 dolar ihracat değeri ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) takip etti.

Söz konusu dönem için Türkiye İstatistik Kurumu Dış Ticaret İstatistikleri Veri Tabanındaki rakamlar incelendiğinde; Latin Amerika, Orta ve Güney Afrika ülkeleri en az paket asansör ihracatı yapılan pazarlar olarak dikkat çekti. 

Asansör ithalatının yüzde 76’sı Çin’den
Bu yılın ilk 9 ayında yapılan 62 milyon 372 bin 294 dolar değerindeki paket asansör ithalatının 47 milyon 543 bin 792 dolarlık kısmı Çin’den ithal edildi. Çin’i 3 milyon 880 bin 674 dolar ile Almanya, 2 milyon 109 bin 544 dolar ile Slovakya, 1 milyon 977 bin 309 dolar ile İtalya, 1 milyon 44 bin 792 dolar ile de İspanya takip etti.

Paket asansörün kilosunu 3,25 dolara sattık, 
4,25 dolara aldık
Türk asansör sektörünün 2020 yılının ilk 9 ayında yaptığı 26 milyon 404 bin 948 kilogramlık paket asansör ihracatının ortalama kilogram fiyatı 3,25 dolar oldu. Sektör ithal ettiği 14 milyon 689 bin 842 kilogram ağırlığındaki paket asansör için ise kilogram başına ortalama 4,25 dolar ödedi.

Bu yılın ilk 9 ayında en çok paket asansör ihracatının yapıldığı Cezayir, 5 milyon 315 bin 563 kilogram ağırlığındaki paket asansöre kilogram  başına ödediği 3,7 dolar ile ortalamanın üstüne çıkarken, 3 milyon 19 bin 783 kilogramlık paket asansör alımına ödediği kilogram başına 2,88 dolar ile Rusya Federasyonu ve 3 milyon 122 bin 737 kilogramlık paket asansör alımına ödediği 2,63 dolar ile Ukrayna ortalamanın altında kaldı.
Komponent ihracatı, 2020 yılının ilk 9 ayında kilogram bazında artış gösterirken, ihracattan elde edilen değer yüzde 5,5 düştü 
2020’nin ilk 9 ayında Türk asansör sektörünün komponent ihracatı kilogram bazında artış gösterirken elde edilen değer bakımından yüzde 5,5 oranında azaldı. 2019 yılının ilk 9 ayında, ihraç edilen 41 milyon 642 bin 972 kilogram komponent ihracatından 87 milyon 759 bin 258 dolar değer elde edilmişti. Bu yılın aynı döneminde kilogram miktarı 41 milyon 892 bin 297’ye yükselen komponent ihracatından 83 milyon 183 bin 91 dolar değer kaydedildi.

2020 yılının ilk 9 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 246 bin 325 kilogram daha fazla yapılan komponent ihracatına rağmen kaybedilen  4 milyon 576 bin 167 dolar, komponent ihracatında kilogram başına düşen fiyata da olumsuz yansıdı.  2019 yılının ilk 9 aylık döneminde kilogram başına düşen ortalama komponent ihracat değeri 2,1 dolar iken, 2020 yılının aynı döneminde bu değer 1,9 dolar oldu. Buna karşın 2020 yılı ilk 9 ayında ithal edilen komponentlerin kilosuna sektör 2,93 dolar ödedi.

Komponent ithalatı ise 2020 yılının ilk 9 ayında kilogram bazında azalırken, ithalat değeri olarak yüzde 6,68 arttı 
2020 yılının ilk 9 ayında komponent ithalat değeri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,68 oranında artarken, ithal edilen komponentlerin toplam kilosunda 122 bin 748 kilogramlık bir azalış kaydedildi. 2019 yılında 6 milyon 433 bin 600 kilogram ve 17 milyon 259 bin 766 dolar değerinde olan komponent ithalatı, 2020 yılında 6 milyon 310 bin 852 kilogram ve 18 milyon 496 bin 91 dolar değerine ulaştı. Kilogram başına ödenen fiyat ise 2019 yılının ilk 9 ayında 2,68 dolar iken 2020 yılının aynı döneminde 2,93 dolara yükseldi.

2020’nin ilk 9 aylık döneminde yaptığı komponent dış ticaretinde sektör, 64 milyon 687 bin dolar değerinde dış ticaret fazlası verdi.

Komponent ihracatında ilk sıra Suudi Arabistan’ın 
Türk asansör sektörünün en çok komponent ihracatı yaptığı 10 ülkede ilk sırayı Suudi Arabistan aldı. 2020 yılının ilk 9 ayında Türk asansör sektörü Suudi Arabistan’a 9 milyon 263 bin 900 dolar değerinde komponent ihracatı gerçekleştirdi. Suudi Arabistan’ı sırasıyla; 6 milyon 820 bin 993 dolar ihracat değeri ile Mısır, 5 milyon 68 bin 767 dolar ihracat değeri ile Irak, 4 milyon 471 bin 285 dolar ihracat değeri ile Cezayir, 4 milyon 244 bin 104 dolar ihracat değeri ile İran, 3 milyon 703 bin 259 dolar ihracat değeri ile Rusya Federasyonu, 2 milyon 773 bin 804 dolar ihracat değeri ile Fas, 2 milyon 646 bin 305 dolar ihracat değeri ile Bulgaristan, 2 milyon 509 bin 98 dolar ihracat değeri ile Gürcistan ve 2 milyon 255 bin 540 dolar ihracat değeri ile Ukrayna takip etti.

Latin Amerika, Orta ve Güney Afrika ülkeleri paket asansörde olduğu gibi komponent ihracatında da en az ihracat yapılan pazarlar oldu. 

Komponent ithalatında da aslan payı Çin’in
Bu yılın ilk 9 ayında yapılan 18 milyon 496 bin 91 dolar değerindeki komponent ithalatının 6 milyon 966 bin 574 dolarlık kısmı Çin’den ithal edildi. Çin’i 4 milyon 279 bin 369 dolar ile İspanya ve 3 milyon 553 bin 277 dolar ile İtalya takip etti.

tehdİtler ve fırsatlar

- Suudi Arabistan’ın boykot kararı 
Suudi Arabistan ve BAE Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı  ilk 20 ülke arasında olduğu gibi Türk asansör sektörü hracatçı firmaları için de önemli bir pazar. 

Sektörümüzün en fazla ihracat yaptığı ülkeler  arasında Ortadoğu bölgesinden Irak, İsrail, Mısır ve Fas yer alırken, Körfez özelinde ise Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dikkat çekiyor.

Suudi Arabistan ile BAE’nin özellikle dikkat çekmesinin sebebi son aylarda Türkiye ile söz konusu ülkeler arasında tırmanan ve ticarete de yansıyan siyasi gerilim.

Suudi Arabistan’ın Türk ürünlerine gayri resmi bir boykot uyguladığına yönelik haberler, iki ülke arasındaki ticarete ve Türk iş insanlarının potansiyel zararlarına dair endişelere yol açmıştı.

TİM tarafından yayımlanan ihracat verilerine göre Türkiye’nin Suudi Arabistan’a yaptığı ihracatta ekim ayında henüz çok radikal olmasa da bir düşüş göze çarpıyor. Bu durumun asansör sektörünün 2020 yılı son çeyreği için asansör ihracat rakamlarını da etkilemesi bekleniyor. 
“Suudi ithalatçıların davranışında kısa vadede büyük bir değişim beklenmiyor”
Türkiye’nin Suudi Arabistan’a yaptığı ihracatı değerlendiren Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Aslan, Türk ürünlerinin dağılımsal olarak talep esnekliğinin düşük olduğu mallar olduğuna dikkat çekti. Düşük talep esnekliğinin yanı sıra Suud pazarına girişin ciddi işlem maliyetleri olduğuna da değinen Aslan, “Pazara girebilmek için çok sayıda tanıdık, referans ve sponsor bulmak gerekiyor. Bu nedenle Suudlu vatandaşlar başka pazara yönelseler dahi bu çok kısa sürede olmaz” ifadelerini kullandı.

İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Ekonomi Koordinatörü olarak da görev yapan ve Ortadoğu ekonomilerine yönelik çalışmalar yürüten Prof. Dr. Murat Aslan, önümüzdeki dönemde Suudi Arabistan’la ticarete ilişkin şunları söyledi: “Kısa dönemde sınırlı düzeyde de olsa azalma gerçekleşse dahi iki ülke arasındaki ticaretin doğası, malların karakteristikleri ve Suudi Arabistan ile ticaret yapma ile ilgili işlem maliyetleri nedeniyle Suudlu ithalatçıların kısa dönemde ithalat davranışında büyük ölçekli bir değişim beklenmiyor. Ancak siyasi gerilimin devam etmesi durumunda Türkiye’den yapılan ithalatın bazı alanlarda orta vadede azalması söz konusu olabilir.”

-Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve Çin’deki hızlı toparlanma
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının neden olduğu kriz, dünya ekonomisini uçurumun eşiğine getirirken, salgının ortaya çıktığı Çin’in, küresel ekonomideki payını artırarak yükselişine ivme kazandırması dikkat çekiyor.

Kovid-19 küresel ekonomideki resmi olmayan hiyerarşiyi yıkarken, Çin gibi ekonomiler krizin nispeten kazananı, Avrupa Birliği (AB) ekonomileri ise kaybedenleri olarak öne çıkıyor. 

Merkezi Zürih’te bulunan yatırım bankası UBS’nin yaptığı araştırmaya göre, Çin’in, küresel ekonomik üretimdeki pazar payını 2019’dan 2021’e kadar olan süreçte yaklaşık yüzde 9 arttıracağı öngörülüyor. AB’nin ise Kovid-19 krizinden dolayı küresel ekonomideki payını 2019 ila 2021 arasında yüzde 3,5 kaybetmesi bekleniyor. Birlik içinde yer alan büyük ekonomiler, bölge ekonomisinin lokomotifi Almanya’nın 2 katı çöküş yaşarken, Almanya’nın nispeten iyi durumda olmaması halinde AB için kayıpların daha da büyük olabileceği belirtiliyor.

AB’nin yanı sıra kaybedenler arasında Rusya ve Kovid-19’un yanında Brexit ile mücadele eden İngiltere de bulunuyor. Rusya’nın küresel ekonomik üretimdeki payının yüzde 5,7, İngiltere’nin ise yüzde 5 seviyesinde azalacağı tahmin ediliyor.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) tahminlerine göre, gelecek yıl Çin yüzde 10 daha geniş bir ekonomiye sahip olacak. Çin ekonomisinde diğer büyük ülkelere göre imalatın GSYH’de daha fazla pay almasının krizde bu ülkeye avantaj sağladığı da belirtiliyor.

Çin en önde gelen oyuncu konumunda
Kovid-19 krizi olmasa bile yüksek büyümesi sayesinde Çin’in küresel ekonomideki payının artacağı değerlendirilirken, sağlık krizinin Çin’in yükselişini daha da hızlandırdığı vurgulanıyor.

Söz konusu hızlanmanın, hem Çin’in Asya’daki ekonomik hakimiyeti hem de diğer büyük ekonomileri yakalama süreci açısından gerçekleştiği kaydediliyor. Kovid-19 konusunda Batılı ülkelerden gelen eleştirilere karşılık veren Çin, salgın sonrası yüksek teknolojisini ve kendi kendine yeterliliğini arttırmak için 5 yıllık programlar hazırladı.

Diğer yandan, Avro Bölgesi’nin giderek geride kalması dikkati çekiyor. Özellikle İtalya, İspanya ve Fransa gibi ekonomilerin ilk koronavirüs dalgasıyla ani kayıplar yaşaması ve aşırı borçlanması Avro Bölgesi’nin geleceği konusundaki endişeleri arttırıyor.

Kovid-19 salgınından ağır darbe alan İspanya, UBS’in araştırmasında, salgın nedeniyle dünya genelinde en derin resesyon yaşayan büyük ekonomiler arasında Hindistan’ın ardından 2’nci sırada yer alıyor. Aynı listede Fransa 5’inci ve İtalya ise 8’inci sırada bulunuyor.

Avro Bölgesi’nin en büyük ekonomisine sahip Almanya’nın Kovid-19 krizini diğer Avrupa ülkelerine göre daha iyi atlatması ise dikkati çekiyor. Almanya’nın son 10 yılda uzun dönemli bir istikrarlı büyüme içinde olması, kamu borcunun GSYH’ye oranını yüzde 80’den yüzde 60 seviyesine düşürmesi ve fazla veren bütçesinin; Kovid-19 krizine hazırlıklı yakalanmasını sağladığı belirtiliyor. Başbakan Angela Merkel’in 2008 finansal kriz tecrübesi, ülkenin işleyen ve güçlü kurumlara sahip bulunması, Kovid-19 krizinin en fazla etkilediği hizmet sektörüne Alman ekonomisinin daha az bağımlı olması, sanayi sektörünün ağırlığı, eyalet yönetimlerinin ekonomik ve politik olarak güçlü olmasının da Almanya’nın, bölgedeki diğer ülkelere göre krizi daha hafif atlatmasına yardımcı olduğu ifade ediliyor.

- Mali önlemler gelecek yıl daha büyük rol oynayacak
Araştırmalar, Kovid-19 krizinde daha büyük imalat sektörüne sahip ülkelerin daha az kayıp yaşadığını ortaya koyuyor. Bunun nedeni olarak fabrikaların mağazalar, restoranlar veya otellere göre sosyal mesafe zorunluluğu altında açık tutulmasının daha kolay olması gösteriliyor.

Hükümetlerin kriz yönetiminin başarıda etkili olduğu belirtilirken, birçok gelişmiş ülkede hükümetlerin çok kapsamlı yardım ve kurtarma programları uygulamasının salgının ekonomik etkisini hafiflettiği ifade ediliyor.

Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) Araştırma ve Ekonomik Tahmin Müdürü Timo Wollmershaeuser, küresel Kovid-19 şokunun herkesi vurduğunu ancak ülkelerin büyüme oranlarındaki farklılıkların her zamankinden daha büyük olduğunu kaydetti.

Kurtarma ve ekonomik canlandırma programlarının bu yıl yaşanan çöküşün derinliği açısından görece önemsiz olduğunu belirten Wollmershaeuser, ‘‘Gelecek yıl mali politika önlemleri daha büyük rol oynayacak. İkinci dalgada, ekonomiye devlet desteği daha önemlidir. Çünkü birçok şirket, rezervlerini tüketmiş olacak. Daha sonra buna büyük hükümet yardım programlarıyla kararlı bir şekilde karşı koyabilen ülkeler, açık bir avantaja sahip olacak.’’ ifadelerini kullandı.

- Türkiye’nin Kovid-19 krizinden ihracatını daha fazla arttırarak çıkma potansiyeli var
Konstanz Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Profesörü Erdal Yalçın ise salgının tüm ülkelerde gelecekteki uluslararası ticaret akışları üzerinde güçlü etkisinin görüleceğini ifade etti. 

Türkiye’nin gelecek 10 yılda ihracatını daha fazla arttırarak söz konusu krizden çıkma potansiyeline sahip bir ülke olduğunu vurgulayan Yalçın, bu beklentiyi destekleyen nedenler olduğunu söyledi.

‘‘Kovid-19 döneminde yaşanan deneyimler göz önüne alındığında, AB ülkeleri ve üreticiler, kesinlikle Çin ve Doğu Asya ülkelerinden ithalata bağımlılığı azaltmaya çalışacaklardır.’’
Yalçın, ‘‘Kovid-19 döneminde yaşanan deneyimler göz önüne alındığında, AB ülkeleri ve üreticiler, kesinlikle Çin ve Doğu Asya ülkelerinden ithalata bağımlılığı azaltmaya çalışacaklardır. Türkiye, halihazırda Avrupalı​​ çok uluslu şirketlerin değer zincirlerine iyi entegre olmuş bir ekonomiye sahip. Önde gelen AB ülkeleriyle lojistik bağlantı gelişmiş durumda ve bu bağlantı Türkiye ile AB ülkeleri arasında hızlı bir ara mal değişimine izin vermektedir.’’ ifadelerini kullandı.

-Türkiye’nin maliyet faktörü avantajı
Türkiye’nin maliyet faktörü avantajına da dikkat çeken Yalçın, ‘‘Türk lirasındaki değer kaybı, dış borcu olan yerli Türk şirketlerini baskılıyor. Zayıf Türk lirasının, uzun vadede düşük iş gücü maliyetleri açısından Türkiye’nin rekabet gücüne olumlu etkisi olacaktır. Türkiye’nin özellikle AB şirketleri için çekiciliği, daha düşük maliyetler nedeniyle muhtemelen artacaktır.’’ dedi.

- Türkiye’nin güvenilir, iyi eğitimli iş gücü avantajı
Erdal Yalçın, Türkiye’nin büyük, güvenilir, iyi eğitimli iş gücüne sahip olduğunu ifade ederek, ‘‘Türkiye, genç ve iyi eğitimli insanları ile büyük bir nüfusa sahip. Özellikle AB’den uluslararası şirketler için bu, Türkiye’yi AB pazarı için mal üretmek üzere güvenilir ve ilginç bir yer haline getiriyor.’’ dedi.

Türkiye’nin Kovid-19 krizinden özellikle ihracat sektöründe daha güçlü çıkabileceğine şüphesi olmadığını vurgulayan Yalçın, bunun için bazı şartların sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Yalçın, Türkiye ile AB arasındaki siyasi ilişkilerin daha istikrarlı hale gelmesi gerektiğine işaret ederek, AB ile Türkiye arasındaki siyasi ilişkilerde sorunların giderilememesi halinde ihracatta bahsedilen ikinci potansiyellerin gerçekleşmesinin daha az olası olduğunu söyledi.