ASANSÖRDE GÜVENLİK RİSKİ BÜYÜYOR
Levent AKDEMIR - Metroplast Asansör - info@metroplastasansor.com.tr
BİR İŞİ DEĞERİNDEN DAHA UCUZA YAPTIRMAYA ÇALIŞMAK BAŞTAN BAZI HİLELERİ KABUL ETMEK DEMEKTİR.
Bir uçuş okulunda öğrencisiniz, bir paraşüte ve bir bilgisayara ihtiyacınız var. Bilgisayarda hem işinizi görecek hem de fiyatı düşük olanı tercih edebilirsiniz ama paraşüt ihtiyacınızı daha ucuz bir paraşütle giderir misiniz? Bir paraşüt üretiminde %95 kalite yeterli olabilir mi? Yani “Yüz paraşütün doksan beşine garanti veririz” diyen bir firmanın ürettiği paraşütü alır mısınız? Söz konusu olan can güvenliği olmasa %95 iyi bir oran aslında değil mi? Ya da satıcının size “Bu ürünün garantisi benim açılmazsa geri getir” demesi sizi ikna eder mi? Açılmazsa geri getirme şansınız olur mu?
Ya da Boeing firması ürettiği uçakları %99 kalite ile piyasaya sunsa, uçaklarımıza %99 garanti veriyoruz dese, ya da “Uçaklarımız %99 kalitelidir.” dese ikna olur muyuz? %99 iyi bir oran değil mi? Bu oran kabul edilebilir olsa herhalde günde 10 uçak düşerdi.
Bir ulaşım aracında yolcu güvenliği ve emniyeti açısından en önemlisi aracın güvenli bir şekilde ve zamanında durmasıdır. Durdurma işlevini sağlayan sistem fren sistemidir. Fren sistemlerinde kaliteden ödün verilemez. Yüz kullanımın doksan dokuzunda durdurma sağlayan fren sistemine sahip bir araca biner misiniz? Sevdiklerinizi bindirir misiniz? “%99 güvenli, bir defadan bir şey olmaz.” der misiniz?
Asansörler de bir ulaşım aracıdır ve asansörün en önemli güvenlik tertibatlarından birisi frendir. Kritik öneme haiz olması nedeniyle frende kalite ve standart son derece önemlidir.
Ülkemizdeki asansör fren üreticilerine baktığımızda gördüğümüz manzara ne yazık ki iç açıcı değildir.
20 civarında fren üreticisi bulunmaktadır. Bunların en az 15’i imalat sanayindeki işleri bozulunca bu işe hasbelkader giren, asansörü hiç tanımayan, asansör standartlarını bilmeyen, fren sisteminin asansör üzerindeki fonksiyonunu anlamayan, imalat aşamasında ölçme, kontrol, test, analiz ve mühendislik bilgisi olmayan eğitimsiz kişilerin kurduğu firmalardır.
Peki, bu durumu nasıl tespit ettik? Bu yargıya nasıl vardık? Piyasada çok ucuza satıldığı için rağbet gören bu frenleri test ettik. Çıkan vahim sonuçlar beni bu yazıyı yazmaya ve vebali üzerimden atmaya mecbur etti.
Bu frenler, işleme zorluğundan ve maliyetlerden kaçmak için döküm üretim yöntemi ile imal edilmektedir. Bunlar masanın üzerinden yere düştüğünde dahi kırılabilmektedir.
Döküm üretim yöntemi insanlık tarihi kadar eski ve bilinen bir yöntemdir. Ancak asansör freni üretmek için önemli bir teknolojik alt yapı gerektirir.
Üretim sonrası çatlak kontrolü, spektra analizi, mukavemet testleri ve normalizasyon işlemi gibi önemli aşamalardan geçmezse -kırılganlığı yüksek olduğundan- kırılma riski oluştuğu için sorunlara yol açar.
Döküm ürünler doğru yerde kullanılması durumunda işimizi kolaylaştırabilir ama ani yük, ani gerilim altında çalışan ve şok yükleri karşılamak zorunda kalan asansör freninde kullanılması son derece tehlikelidir. Ani şok, yük döküm blok üzerinde kırılmaya sebebiyet verebilir. Buna rağmen bunlar asansör frenleri olarak kullanılmaktadır. İşi ucuza mâl etme düşüncesi ile yapılan bu uygulama toplumun can ve mal güvenliğini önemli ölçüde tehlikeye atmaktadır. Maliyetlerin düşürülmesi gerekebilir fakat bunu yaparken tedbirli olmak gerekir. Merdiven altı çalışan bu firmaların maliyeti düşürmek adına güvenlikten taviz vermeleri can ve mal kaybına davetiye çıkarmaları demektir.
Bu döküm frenler nedeniyle her ay ortalama üç bin civarı yeni asansör risk altına girmektedir. Peki, bu ürünler nasıl belge alıyor? Üretimleri kontrol edilmiyor mu? Maalesef burası da sıkıntılı bir konudur ve olaya üç açıdan bakmak gerekir:
1- Belgelendirme
Ürün belgelendirmesi yapan bazı belgelendirme kuruluşları, standartlara uygun olmayan koşullarda, müşterinin kendine sunabildiği imkanlarla ve teknik alt yapısı olmayan, test kulesi olmayan uyduruk çelik konstrüksiyon düzeneklerle spiral taşı ile halatı keserek testler yaparak herkese belge dağıtmaktadır. Bu yolla verilmiş çok sayıda belge ve bu belgelere istinaden üretilmiş binlerce uygunsuz ürün piyasada can ve mal güvenliğini tehdit eder şekilde mevcuttur. Sözlerimizin tespiti de oldukça kolaydır. Geçmiş dönemde piyasaya arz edilen “CE” ile işaretlenmiş bu ürünler üzerinde testler yapıldığında bu durum açıkça görülecektir.
2- İmalat, denetim ve kalite kontrol
İmalat denetimi ve kalite kontrol testleri maalesef ne üretici firma tarafından ne de belgeyi veren firma tarafından yapılmamaktadır. Numune ürünler üzerinde testler yapılmakta ve belgelendirme süreci bittikten sonraki imalat sürecinde herhangi bir ara kontrol ve test yapılmamaktadır. Bu durum ürünün kalitesini izlenebilir olmaktan çıkarmaktadır. Belgesi alınan ürün aynı kalitedeymiş gibi hiçbir ara test olmadan yıllarca piyasaya arz edilmektedir. Bu durum gerçek üretici firmalar için kanayan bir yaradır.
Ayrıca kolayca belge alan bu frenler sahada tam yük testlerinde tutuyor gibi görünmekte fakat laboratuvar ortamında serbest düşme testinde tutmamaktadır. “CE” belgesi almak için yapılan denetim testlerinde tutan bu frenler neden risk oluşturuyor? Bunu iki örnek çizelge ile anlatmaya çalışalım.
Örnek 1
Sahada uygulanan tam yük testi
Piyasada çok yaygın olan 800 kilogramlık bir asansör modeli ile örnek verirsek;
800 kilogram taşıma kapasiteli bir asansörde şekilde de belirtildiği gibi P+Q = 1600 kilogram kapasiteli frenleme tertibatı kullanılmalıdır. Fakat sahada yapılan testlerde ilave yük ile 1800 kilogram test edildiğinde, karşı ağırlıktaki 1200 kilogram dengeleme yükünden dolayı frenleme testlerinde 600 kilogramlık bir yük test edilmiş oluyor. Bu nedenden dolayı frenleri kolayca frenden çıkarabilmek için firmalar frenleri 600 kilogram tutacak kadar zayıflatmaktadır. Aynı fren laboratuvar ortamında 1600 kilogram ile test edildiğinde tutmamaktadır. Saha testlerinde kolayca frenden çıkmasının sebebi budur.
1800kg – 1200 kg = 600 kg minimum test ağırlığı
Örnek 2
Asansörün gerçek düşme durumu
Örnek 2’de asansörün fiili düşme durumunda 1600 kilogramlık kütle düşeceğinden frenlere minimum 1600 kilogramlık yük biner. Bu durum sahada çok ender rastlandığından dolayı dikkate alınmamaktadır. Fakat frenlerin gerçek görevi tam yük testlerinden geçerek üretici firmanın işini görmek değil, fiili düşme anında hayat kurtarmaktır.
Avrupa’dan ithal edilen frenler neden kolayca frenden çıkmıyor?
Avrupa’dan ithal edilen frenleri tam yük testlerinden sonra kolayca frenden çıkmamasının sebebi, serbest düşme kriterlerine göre üretilmesi ve can güvenliği açısından görevini yapmasıdır.
Mevcut gelinen durumda ise asansör sektörü tam yük testlerinden kolayca geçebilen frenleri kullanarak durumun vahametinden habersiz kendi ayağına kurşun sıkan bir sektör haline gelmiştir.
3- Piyasa gözetim ve denetimi
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı asansör sektörü açısından denetim çalışmalarına dair çerçeveyi de çizen otoritedir. Yasal çerçevenin çizilmesi noktasında; insanların can ve mal güvenliğini korumak, çevreyi korumak, piyasadaki haksız rekabeti önlemek, uluslararası pazarda ülkemiz ürünlerine dair kalite ve güvenilirlik düzeyini artırmaya yardımcı olmak, mevzuata uygun olmayan ithal ürünlerin ülkeye girişine engel olmak, yerli üreticileri ve milli ekonomiyi korumak temel olarak amaçlanmaktadır. Bu amaçlar bağlamında farklı yönetmelikler ile sektöre ilişkin çeşitli düzenlemeler gerçekleştirilmektedir:
• Asansörler ve asansörlere ait güvenlik aksamlarının karşılamaları gereken temel sağlık ve güvenlik gereklerini, bu ürünlerle ilgili piyasaya arz koşulları ile piyasa gözetim ve denetim esasları belirlenmiştir.
• Asansörlerin periyodik kontrolüne ilişkin usul ve esaslar ile asansör periyodik kontrollerinde görev alacak olan A tipi muayene kuruluşlarının yetkilendirilmesi, yükümlülükleri ve denetimlerine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
• İnsanların, insan ve yüklerin veya sadece yüklerin taşınmasında kullanılan asansörlerin, insan can ve mal güvenliğini tehdit etmeyecek şekilde kullanımlarını sağlamak ve çevreyi korumak üzere tescili, işletilmesi, bakımı, garanti ve satış sonrası hizmetleri ile hizmet denetimi ve mevcut asansörlerin iyileştirilmesiyle ilgili uyulması gereken kurallar belirlenmiştir.
• İnsanların, insan ve yüklerin veya sadece yüklerin taşınmasında kullanılan asansöre yönelik gerçekleştirilecek olan piyasa gözetimi ve denetiminin usul ve esaslarını belirlenmiştir.
Belirtilen düzenlemeler, Bakanlığın sektöre ilişkin denetime verdiği önemi göstermektedir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından başlatılan asansör güvenlik komponentleri testlerinin, sektörümüzdeki bu önemli sorunlara bir ışık tutacağını ve uygunsuz ürünleri tespit ederek, asansör güvenliğini yeniden sağlayarak, üretim ve belgelendirme sorunlarına bir düzen getireceğini umut etmekteyiz. Kontrollerin haksız rekabeti önleyerek, üretici firmaların Ar-Ge ve kalite kontrol alt yapılarını geliştirmelerine katkı vererek, sektörün yeni bir vizyonla yapılanmasını sağlayacak ve milli asansör sektörümüz adına umut verecektir.
Sahada uygulanan testlerdeki yanlışlıklar
Asansör tam yük testlerinde standardın öngördüğü ve hedeflediği asansörün bütününü ve tamamını test ederek asansörün güvenliğini teyit etmektedir. Ama ne yazık ki, sadece fren testi olarak algılanan bu uygulamalar da öncelikle asansörün bütünlüğünü oluşturan bileşenler muayene edilmelidir.
1. Halat ve bağlantı elemanları
2. Halat bağlantı plakaları
3. “CE” zorunluluğu olan güvenlik elemanları
4. Makine sehpası
5. Makine performansı
6. Sürücü performansı
7. Sinyalizasyon
8. Montaj hataları
Gibi asansörü oluşturan bileşenler muayene aşamasında kontrol edilir.
Muayenelerde özellikle motor ve sürücülerin performansları göz ardı edilmektedir.
Motor ve sürücü konusunu ayrıca değerlendirmek gerekirse yeni problemler karşımıza çıkmaktadır.
Asansör muayeneleri yapılırken ilk başta % 25 ilave yüklü kabini yukarıya taşıyamayan bir motor ya da sürücü ile karşılaşıldığında testi durdurup muayeneye derhal son vermek gerekmez mi?
Kendi yükünü taşıyamayan bir motor ya da sürücü kabin ve içindeki insanları yıllarca güvenle taşıyabilir mi? Ya da teste devam edilse bu ürünler frenlemiş kabini frenden çıkarabilir mi? Asansör muayeneleri, üretilen asansörün bütününün güvenliğinin kontrolü değil midir?
Montörlerin işi almak için düşük fiyat vermeleri, can güvenliğini hiçe sayarak ucuz ürünlere yönelmeleri sektör açısından endişe verici hale gelmiştir.
Umarım olmaz ama önümüzdeki dönemlerde ünlü ve medyatik kişilerin başına bir asansör kazası gelirse o zaman tüm dikkatler sektörümüzün üzerinde toplanacaktır. Sektör yeniden masaya yatırılacak, yapılan yanlışlar, eksiklikler ortaya çıkacak ve tekrar düzeltilmesi zor bir şekilde imaj kaybı yaşanacaktır. Ne yazık ki, asansör kazaları önemli kişiler maruz kalmadığı sürece gündemde yeteri kadar yer bulamamakta ve tarafların göz yumduğu bir durum yaşanmaktadır.
Bu gidişatın sonunda, ithal ürünlerden milli politikalar sebebiyle vazgeçen ve yerli asansör sektörünün içinde bulunduğu kaostan dolayı asansör talep eden büyük ölçekli kurum ve kuruluşlar, en azından kendi işlerini görmek için asansör firmaları kurarak kendi markalarını yaratacaklardır.
Sonuç
Piyasada kullanılan frenlerin önemli bir kısmı asansör düşmesi durumunda can kurtarmak için değil asansör muayenelerinden kolayca geçebilmek için tasarlanmıştır. Bu durumun ilgililer tarafından derhal incelenmesi gerekir.