
“BANA BİR KABİN TASARIMLA!..”
Muharrem Bilge ÇAKIRER - Elektrik Mühendisi - Çağın Asansör
KABİN MİMARİSİ & TASARIMI
Tasarım, bir ürünün ne kadar güzel olabileceğini göstermenin yoludur. Asansörü kabini, yük ve insanları taşıdığından, ayrıca son kullanıcı tarafından görülebilen asansörün iki aksamından biri (diğeri kapıları) olduğundan asansörün önemli bir bileşenidir. Bu gerçek, asansör kabinini binanın mimari ve dekoratif bir unsuru haline getirir. Bu yüzden kabin tasarımı kişi ve firmaların marka kimliğini ifade etmede önemli bir yere sahiptir. Ayrıca, kabinin özgün ve estetik bir şekilde tasarımlanmasıyla, asansöre binmek etkileyici ve unutulmaz bir seyahate dönüşür. Her ne kadar asansör kabini üç tarafı kapalı bir kutu gibi görülüp, tasarımı kolay gibi gözükse de, tasarımında göz önünde bulundurulması gereken pek çok husus vardır. Bunların başında hiç kuşkusuz ‘erişilebilirlik’ gelmektedir.
Erişilebilirlik; engelliler dahil tüm yolcuların asansörün imkanlarından eşit ve kolay bir şekilde faydalanabilmesine denir. Örneğin, erişilebilirlik standardı olan TS EN 81-70’e göre, Kabin Kumanda Panelinin kabin içerisinde nasıl konumlandırılması gerektiği detaylı bir şekilde tarif edilmiştir; … kabinin yan duvarında; merkezden açılır kapılı asansörlerde sağda, yana açılır kapılı bir asansörde ise kapının kapanma kenarı tarafında, komşu (ön ve arka) duvarlara en az 40 cm mesafede…
Mevzuatta yeri bu kadar açık tarif edilmişken, maalesef bazı kabin imalatçılarının buton panelini kabinin arka duvarında konumlandırdığına şahit oluyoruz. Böyle bir tasarım, estetikten uzak olması bir yana, tekerlekli sandalye kullanıcıları gibi dezavantajlılara ayrı bir engel çıkaracak, hatta asansöre tek başına binen tekerlekli sandalye kullanıcısının ayak yerleri kabin duvarına çarpacağından butonlara yetişmesi mümkün olmayacak. Bu sürede kapılar da otomatik olarak kapanacağı için, asansörde tutsak kalma gibi korkunç senaryolar kaçınılmaz olacaktır.
Engelli bireylerin önüne yeni engeller çıkarmamak, bilakis erişim ve kullanım zorluklarının ayrıca insanlardaki stresin bertaraf edilebilmesi için en baştan tasarım odaklı düşünmek gerek. Tasarım odaklı düşünmede odak noktası insanların ihtiyaçlarıdır. Örneğin 1000 kg kapasiteli tek girişli bir asansör yapılacak ve bu asansör ‘sedye’ taşıma amacıyla da kullanılacaksa, 1100*2100 mm ebatlarında bir kabin planlamak ideal bir çözüm olabilir. Şayet asansör sedye taşıma amacıyla kullanılmayacaksa ve kuyu ölçüleri de izin verirse, tekerlekli sandalye kullanıcısına ‘kabin içerisinde tam manevra yapma’ olanağı sunacak şekilde 1400 mm*1600 mm ebatlarında bir kabin tasarlamak daha uygun bir çözüm olabilir. Araştırmalar, yürüme çerçevesi kullanan bireyin geriye dönebilmesi için en az 1200 mm genişliğe ihtiyaç duyduğunu ortaya koymuştur. Bu yüzden asansörün kısa kenarı en az 1200 mm olacak şekilde tasarımlamak erişilebilirliği kolaylaştıracaktır. Bu yüzden olacak ki, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde yapılacak asansörün kısa kenarının 1,2 m olması gerektiği şart koşmuştur. Tasarımcı erişilebilirlik ilkelerine bağlı kalırsa, bundan herkes faydalanabilir; örneğin çocuk arabası taşıyan bir anne ya da ağır bir valiz taşıyan öğrenci vb. gibi…
Kabin tasarımında zıt renkler veya daha da önemlisi zıt tonlar, nesnelerin tanımlanmasına yardımcı olmak ve tehlikelerden kaçınmak için uygun şekilde kullanılabilir. Örneğin; kabin zemini ile pano duvarları zıt (kontrast) renklerden oluşmalı. Örneğin, açık ton gri paslanmaz çelik duvarları olan bir kabin, siyah bir doğal taş gibi bir yer döşemesi ile tamamlanırsa, görme zaafı olan bir birey asansörde kabin sınırlarını seçebilmesi kolaylaşır. Zaten tasarımcının asil vazifesi de cafcaflı ve gözü yoran karışık desenler kullanmak yerine, bireylerin seyahatini kolaylaştıracak sadeliği yakalamak olmalıdır. Aynı şekilde buton paneli ile bulunduğu duvar, butonlar ile bulunduğu panelin seçiminde birbirine zıt renk renkler tercih etmek asansörün kullanımını kolaylaştırabilir. Kabin aydınlatmasında ise mümkün olduğunca ışığın homojen dağılmasına özen gösterilmelidir. Kabin aydınlatmasında spot lambalar gölge çukurları oluşturacağı için, tek aydınlatma kaynağı olarak kullanılmamalıdır.
Kabinde ayna kullanmanın pek çok faydası vardır. Bunlardan bazıları; asansörü çağıran bir birey kapı açıldığında aynadan kendisini göreceğinden, kabinin katta olduğundan kolaylıkla emin olabilir. Bu husus, emniyet için çok önemlidir. Asansörü çağıran ama kapının açılmasıyla kabini görmeden içeri adım atıp, kuyuya düşüp yaralanmaların olduğu pek çok vaka vardır. Diğer yandan, kabindeki ayna, ortamı daha geniş göstereceğinden, kişilerin kendilerini daha rahat hissetmesini sağlayabilir. Ayrıca kabin arka duvarındaki ayna, tekerlekli sandalye kullanıcısının aynaya bakarak asansörden geri geri çıkmasına yardımcı olur. Bunun sebeplerle kabin tasarımında ayna vazgeçilmez unsurlardan biridir. Tabi, kabinde cam ya da ayna kullanıldığında, kırılsa da dağılmayan ‘lamina’ özellikte olması yolcuların emniyeti için oldukça önemlidir. TE EN 81-20 ve önceki standart olan TS EN 81-1+A3’e göre bir zorunluluk olan bu duruma, asansör muayenelerinde ne kadar dikkat edildiği ise muamma… Bununla birlikte kabinin aksesuarında ayna yerine süper ayna paslanmaz çelik kullanılması, özellikle vandalizme karşı dayanıklı asansörler için tercih sebebidir, ancak bazı insanların abartılı kullanılan süper ayna paslanmaz kaplamadan rahatsız olduğu da bir gerçektir.
Yukarıda örneklendirdiğim gibi, tasarımcı öncelikle asansör mevzuatına hakim olmalıdır. Örneğin İtfaiyeci Asansörleri standardı olan TS EN 81-72’ye göre, kabinde kalan (sıkışan) itfaiyecilerin kurtarılması için, kabin tavanına net girişi 0,5 m* 0,7 m olan İmdat Geçiş Kapısı yerleştirilmelidir. Kabin tavanına doğru yükselmek için bir merdiven veya basma yerleri sağlanmalı ve bunlar imdat geçiş kapısı açıklığının kısa tarafında konumlandırılmalıdır. Tasarımda buna dikkat edilmezse, zamana karşı yarışan ve sırtında özel donanımı olan itfaiyecinin kabin çatısına çıkması mümkün olmayabilir.
Asansörlerin panoramik olması, yolcuların panik olma riskinin azaltılmasında ve asansörde kalma halinde asansör dışındaki kişilerle iletişim kurmasında yardımcı olabilir. Bununla birlikte, yükseklik korkusu olanların durumunu ise olumsuz etkileyebilir.
Metalik gri renk gözü yormaz, ayrıca insanlara güven verir. Otomobillerde en çok tercih edilen renk de metalik gridir. Asansörlerde ise ‘satina paslanmaz’ kabinler en yaygınıdır. Ayrıca koyu tonlardaki kaplamalara nazaran, üzerindeki kiri belli etmez. Bununla birlikte tamamen gri bir kabin boğucu olabilir. Bu yüzden belirli aralıklarla ‘ayna ya da siyah satine paslanmaz’ şeritler kullanmak kabini daha estetik bir hale getirebilir. Bir de, üzerindeki parmak izini belli etmeyen anti-finger paslanmaz kaplamalar son yıllarda oldukça popülerdir.
İşin aslı, güzel kabin tasarımı yapacağım diye uçuk-kaçık şeyler denememek lazım. Mevzuatta istenen kriterler belli… Geriye, tasarımcıya kabinde kullanılacak lamine cam, paslanmaz ve yangına dayanıklı laminat gibi materyallerin birbiriyle orantısını ve uyumunu sağlamak kalıyor.
Konfüçyüs’e ait bir sözle makalemizi bitirelim. “Hayat gerçekten çok basit, fakat biz onu karmaşık hale getirmek için ısrar ediyoruz.”
Kaynakça:
• 1) TS EN 81-70:2021 Engelliler dahil yolcu asansörleri için erişilebilirlik
• 2) TS EN 81-70: 2007 Engelliler dahil yolcu asansörleri için erişilebilirlik.
• 3) TS EN 81-72:2020 İtfaiyeci Asansörleri