
"BAZI YENİ ÜLKELERİ İHRACAT PORTFÖYÜMÜZE KATMAYI BAŞARDIK"
Mik-el Satış Müdürü Emrah Terzan, pandemi sürecinin küresel çapta tüm ekonomileri etkilediği için, kaçınılmaz olarak kendilerini de etkilediğini belirtti. Özellikle Hindistan ve Güney Amerika’daki görece daha uzun süren kapanma süreçleri bu pazarlardaki beklentilerini olumsuz olarak etkilediğini kaydeden Emrah Terzan, “Ama yine bu süreçte ziyaret etme imkânı bulamasak da bazı yeni ülkeleri ihracat portföyümüze katmayı başardık. Bu şekilde kaybımızı da dengelemiş hatta bir miktar olumluya çevirmiş olduk. Bu yılın ihracat payının geçen yılı da biraz aşarak toplam ciromuzun yarısına yakın olarak gerçekleşmesini bekliyoruz.” dedi.
Döviz kurunun yerel para biriminden değerli olmasının özellikle işçiliği yoğun ürünlerde avantajlı olabildiğini aktaran Terzan, bunu genellemenin tam olarak doğru olmayacağını da sözlerine ekledi. Terzan, “Bildiğimiz gibi, para birimi birçok ülkeden daha değerli olduğu halde ihracatı çok güçlü olan ülkeler de var. Burada önemli olan yerel para biriminin, özellikle USD ve EURO gibi uluslararası ticarette kullanılan para birimlerine karşı mümkün olduğunca stabil olabilmesidir. Böylece ihracatçı firmalar önlerini daha iyi görebilecekleri bir ortamda enerjilerini kur dalgalanmalarının yarattığı sorunlar yerine yeni pazarlar bulmaya harcayabilirler.
Önümüzdeki dönem için ABD’nin yüklü teşvik paketleri üzerinde çalıştığını duyuyoruz. Bu paketler hayata geçirilirse USD üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşacaktır. Türkiye de, son bir aydır ekonomi politikasında piyasa tarafından olumlu görülen bazı değişiklikler yapmaya başladı. Ekonomi alanında doğru adımları atmaya devam edersek kurun çok fazla yükselmesini beklemiyorum. Belki daha önce gördüğü eski seviyeleri görmeyi deneyebilir. Ama iyi yönetilirse fazla dalgalanmadan ve ekonomiye zarar vermeden kontrol altına alınabilir.” diye konuştu.
Mik-el Satış Müdürü Emrah Terzan 2021 yılı ihracat beklentileri ile ilgili olarak da şunları söyledi: “Bu konuda 2021 yılının 1. çeyreğini görmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu dönemde beklenen 3. Covid-19 dalgasının hangi ülkeleri ne ölçüde etkileyeceğini bu dönemde gözlemleyeceğiz. Aşıların etkilerini de yine bu dönemde görmeye başlayacağız. Bizim ürün tiplerine göre uyguladığımız belli ihracat ve pazar stratejilerimiz var tabii. Ama tüm dünya çok özel ve zorlu bir dönemden geçiyor. Bu ister istemez bizim ihracat faaliyetlerimizi de etkileyecektir. Benim beklentim, 2021’in 2. çeyreğinden itibaren ve 2022 yılında, yeni pazarlara açılma ve ihracatımızı arttırma şansı doğacağı yönünde.
Altını çizmek isterim ki, pandemiden kaynaklı olumsuz etkilerin azalmasıyla birlikte pazar durumlarını daha net görmeye başlayacağız.
Pandemi döneminde talep görmeye başlayan ürünümüz, UV-C ışığını kullanarak asansör kabinlerindeki virüs, bakteri ve diğer zararlı mikroorganizmaları temizleyen modülümüz oldu. UV-DCM isimli bu modül, UV-C lambanın kontrollü ve güvenli bir şekilde çalışmasını sağlayan bir kontrol modülü. Eski ve yeni tüm asansörlere uygulanabiliyor.
Özellikle 2. Covid-19 dalgası ile birlikte bu ürüne Avrupa’dan gelen talepler artmaya başladı. Şimdi ise bu ürünün kabin boşken dezenfeksiyon özelliğine, kabin doluyken havayı sirküle ederek dezenfeksiyon yapma özelliğini ekledik. UV-ALD isimli bu ürünümüzün satışına da Aralık 2020 itibariyle başlamış olduk.”