
DECOSAN’DAN “DEPREM ASANSÖRÜ” SEMPOZYUMU
Deprem risklerini azaltmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla Decosan Asansör tarafından düzenlenen "Deprem Asansörü Semineri" yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.
Seminere; T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Musab Gülaçar, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır AFAD İl Müdürü İlhami Çakmak ve Türkiye Asansör Sanayicileri Federasyonu (TASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bozdağ’ın yanı sıra sektör temsilcileri ve birçok davetli katıldı.
Decosan Asansör Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Acıbuca’nın açılış konuşmasında, "Medeniyetler şehri Diyarbakır’a hoş geldiniz. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan eserleri ile Diyarbakır, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli kentlerinden biri olarak kabul edilmektedir." dedikten sonra Decosan Asansör'ü ve sektördeki geçmişini anlattı. Abdurrahim Acıbuba, "2000 yılında, uzun yıllar süren eğitim ve mesleki tecrübelerimizin bir sonucunda sektördeki faaliyetlerimize başladık.
Geçtiğimiz yıllar boyunca, kurumsal kimliğimizi geliştirerek, ISO 9001 belgesi ve yeniden yapılanma çalışmalarıyla birlikte 'Yükselen Umut Asansör' ismiyle kurumsal yapımızı güçlendirdik. Bugün ise 'Decosan Asansör' markasıyla sektöre hizmet vermeye devam ediyoruz.
Güvenli ve kaliteli çözümler sunma misyonu
Amacımız, sektörün gerektirdiği tüm standartları ve en son teknolojileri kullanarak güvenli, kaliteli ve yenilikçi asansör ürünleri sunmaktır. Merkezi Diyarbakır’da bulunan firmamız, yurt içinde ve çevre ülkelerde başlayan bir çalışma ağıyla global ölçekte üretim hedeflemektedir.
Deneyimli yönetim kadromuz ve teknik ekiplerimiz, projelerimizi başlangıçtan sonuna kadar profesyonellikle yönetmektedir. Trafik analizi, ölçülendirme ve maliyet analizleri gibi kritik aşamaların her birinde müşterilerimize rehberlik ediyor, tasarım ve proje hizmetlerimizle estetik ve işlevsel çözümler sunuyoruz.
Kalite standartları ve TSE Belgeli güvence
Kalite anlayışımızın bir yansıması olarak, TSE Hizmet Yeterlilik ve ISO 9001:2008 Belgeleri’ne sahibiz. Bu belgeler, üretim süreçlerimizin her aşamasında kaliteyi esas aldığımızın bir kanıtıdır. Müşterilerimize sunduğumuz asansör ürünleri, sadece satış noktasında değil, satış sonrası hizmetlerde de desteklenmektedir. Bu yaklaşım, müşteri memnuniyetini ve sürekli güvenilirliğimizi sağlamaktadır.
Teknolojik yeniliklerle geleceğe yatırım
Teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte, akıllı asansör sistemlerini ve dijitalleşme trendlerini yakından takip ediyoruz. Bu yenilikleri üretim ve hizmet süreçlerimize entegre ederek sektördeki konumumuzu pekiştiriyoruz.
Sosyal sorumluluk: Deprem Asansörü Eğitim Semineri
Güvenlik, bizim için sadece ürünlerimizde değil, sosyal sorumluluk projelerimizde de öncelikli bir unsurdur. Bu kapsamda, deprem risklerini azaltmayı ve toplumu bilinçlendirmeyi amaçladığımız “Deprem Asansörü Eğitim Semineri”ni gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Bu seminerin, hem sektör hem de toplumsal farkındalık için çok önemli bir adım olduğuna inanıyoruz.
Sismik Zone
Deprem ülkelerinde, insan sağlığı açısından binaların dayanıklı olması yeterli değildir, asansörler de depreme dayanıklı olmalıdır. TS EN 81/77 standardına uygun olarak üretilen Sismik Zone asansör çözümümüz, olası deprem hareketlerine karşı dayanıklıdır.
Deprem sarsıntılarına karşı mukavim olarak üretilen bu asansör çözümümüz, deprem anında hasar görmeden en yakın kata gidip yolcuların tahliye olmasını sağlar. Asansörlerin mukavemeti arttırılarak kabin, karşı ağırlık ve diğer ekipmanların düşme, kopma, raydan çıkma gibi hasarlara karşı direnç göstermesi sağlanmıştır. Bu sayede, deprem anında asansörde mahsur kalma riski en aza indirilir. Yaşamla ölüm arasındaki ince çizgi, depreme dayanıklı Sismik Zone asansör çözümümüzden geçmektedir.
Decosan Asansör olarak, Sismik Zone asansör çözümümüzde sadece deprem anlarında değil, diğer ürünlerimizle de hayatın her anında konfor ve güvenlik sunuyoruz. Modern ve şık tasarımıyla her mekâna uyum sağlayarak yaşam alanlarınızı güvenle donatıyoruz.
İleriye dönük vizyon
Gelecekte, müşterilerimizin beklentilerini aşan çözümler sunarak sektörde ilerleyişimizi sürdürmeyi hedefliyoruz. Yenilikçi projeler, akıllı teknolojiler ve güvenli çözümlerle sektörde fark yaratmaya devam edeceğiz. Bu uzun yolculukta, müşterilerimizin memnuniyeti en büyük motivasyon kaynağımızdır. Kalite ve güvenle taçlanmış 'Decosan Asansör' markamızla, gösterdiğiniz destek için teşekkür ederiz. Unutmayalım: Bir şey değişir, her şey değişir." diye konuştu.
Açılış ve protokol konuşmalarının ardından Serdar Tavaslıoğlu’nun sunumuyla başlayan etkinlikte, deprem risklerine karşı alınabilecek önlemler ve asansör sistemlerinde güvenliğin artırılması gibi konular ele alındı.
Katılımcılar, eğitim seminerinin ülkemizdeki deprem güvenliği çalışmalarına katkı sağlayacağını belirterek, bu tür organizasyonların önemine vurgu yaptı.
Diyarbakır'da "Sismik Zone Asansör Eğitimi" Deprem bölgelerinde asansör güvenliğinin önemi vurgulandı
Türkiye'nin deprem kuşağında yer alan ve büyük bir kısmı aktif fay hatları ile çevrili olan coğrafyasında, yapıların deprem güvenliğinin sağlanması hayati önem taşıyor. Diyarbakır’da, Serdar Tavaslıoğlu tarafından yönetilen ve sektör profesyonellerine yönelik olarak gerçekleştirilen Sismik Zone Asansör Eğitimi de tam olarak bu kritik konuya dikkat çekiyor. Türkiye’de binaların deprem dayanıklılığına yönelik yönetmeliklerin 2007’den itibaren daha kapsamlı hale geldiği bilinirken, özellikle asansörlerin depremde güvenli bir şekilde işlev görmesini sağlamak amacıyla alınması gereken özel önlemler gündeme getiriliyor.
Eğitimde, sismik risklerin ve deprem anında asansörlerde yaşanabilecek olası kazaların önlenmesine yönelik yapılan değerlendirmeler ve dünya standartları ele alındı. ABD'nin Kaliforniya ve Seattle eyaletlerinde yaşanan depremler sonrasında hazırlanan kaza raporlarından yola çıkılarak yapılan analizlerde, Türkiye’de de benzer çalışmalara olan ihtiyaç vurgulandı. Özellikle yüksek katlı yapılarda asansörlerin güvenliğinin sağlanması, olası depremler karşısında dayanıklılığının artırılması gerektiği üzerinde duruldu. Sonuç olarak, asansörlerin sismik özelliklere uygun olarak tasarlanması, bu konuda hazırlanan standartların uygulamaya geçirilmesi ve yasal düzenlemelerin daha kapsamlı hale getirilmesinin önemi üzerinde duruldu.
Türkiye’de deprem ve asansör güvenliği
Türkiye, aktif fay hatlarının bulunduğu bir deprem ülkesi olarak riskli bir konumda bulunuyor. Yapı güvenliği yönetmeliklerinde deprem dayanıklılığına odaklanılmış olsa da, eğitimde vurgulanan temel noktalardan biri, binaların ortak kullanım unsurlarından biri olan asansörlerin de aynı hassasiyetle ele alınması gerekliliğiydi. Diyarbakır’da düzenlenen bu eğitimin amacı, asansörlerin de deprem esnasında güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamak için gerekli önlemleri ve yapılması gereken teknik düzenlemeleri gündeme getirmekti. Türkiye’de meydana gelen büyük depremler sonrası, asansörlerde meydana gelen hasarlar ve kaza oranları üzerinden değerlendirmeler yapılarak, daha güvenli sistemlerin oluşturulması için atılması gereken adımlar ele alındı.
Asansörlerin deprem güvenliği, bulundukları bölgenin sismik özelliklerine göre belirleniyor. Bu bağlamda, eğitimde TS EN 81-77 standardı çerçevesinde asansörlerin sismik zone kategorilerine göre sınıflandırılması ve her bir kategoriye özel olarak alınması gereken önlemler tartışıldı. Tasarım ivmesi olarak adlandırılan parametre, her sismik zone kategorisi için belirli bir değere göre sınıflandırılıyor. Örneğin, ad değeri 1 m/s² altında olan bölgelerde asansörler için özel bir önlem alınması gerekmiyor. Ancak, bu değer arttıkça asansörlerin deprem dayanıklılığını sağlamak adına düzeltici müdahaleler yapılması gerektiği ifade ediliyor. İvme değeri 4 m/s² üzerinde olan bölgelerde bulunan asansörlerde ise ciddi seviyede sismik önlemler alınması gerekiyor.
Asansör sismik kategorileri ve belirlenen standartlar
Eğitimde, asansörlerin bulunduğu bölgenin deprem riskine göre sınıflandırılmasının yanı sıra, her bir sismik zone kategorisi için alınması gereken önlemler de detaylandırıldı. Bu sınıflandırma sistemine göre, ad değeri düşük olan bölgelerde asansörlerin standart güvenlik önlemleri yeterli görülürken, ivme değeri arttıkça hem tasarım hem de üretim aşamalarında daha kapsamlı önlemler alınması gerektiği vurgulandı.
Özellikle yüksek deprem riski taşıyan bölgelerdeki asansörlerde, sismik sensörlerin yerleştirilmesi, asansör kuyularında takılma noktalarına karşı koruyucu önlemler alınması gibi detaylar ön plana çıktı. Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaşanan depremler sonrası asansörlerde meydana gelen kazaların detaylı bir şekilde incelendiği bu eğitimde, Türkiye’de bu alanda yapılmış kaza analizlerinin eksikliğine de dikkat çekildi.
TS EN 81-77 standardı, deprem bölgelerinde asansörlerin güvenli bir şekilde çalışması için alınması gereken önlemleri içeriyor. Eğitimde bu standartların kapsamı üzerinde durularak, her bir sismik kategori için uygulanması gereken güvenlik tedbirleri ayrıntılı bir şekilde açıklandı. Kategori 0, kategori 1, kategori 2 ve kategori 3 olarak dört ana grupta sınıflandırılan sismik bölge asansörleri için alınacak tedbirlerin her bir aşamasında, ivme değerlerine göre uyulması gereken standartlar anlatıldı.
Asansör kuyusu ve makine dairesinde alınması gereken önlemler
Deprem bölgelerinde bulunan asansörlerin en temel güvenlik unsurlarından biri, asansör kuyusunun ve makine dairesinin dayanıklı bir yapıya sahip olmasıdır. Eğitimde, asansör kuyusunun içinde takılmaların önlenmesi için alınması gereken tedbirler tartışıldı. Örneğin, asansör kuyusundaki çıkıntılar veya potansiyel takılma noktaları boyunca koruyucu tel gergiler yerleştirilmesi önerildi. Makine dairesi ve asansör kasnak alanlarının da aynı beton blok yapı içinde kalması gerektiği, bu alanların farklı betonarme kısımlarda yer almasının güvenlik açısından sorun yaratabileceği ifade edildi.
Asansör kabini, karşı ağırlık ve dengeleme ağırlıklarının da deprem esnasında yerinden çıkmasını önleyecek yapıların oluşturulması gerektiği üzerinde duruldu. Özellikle, acil durum kılavuzlarının bulunması ve kabin kapısı kilitleme sistemlerinin kategori 2 ve 3 asansörlerde zorunlu hale getirilmesi gerektiği anlatıldı. Bu önlemler, asansörlerin deprem anında güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla kritik bir öneme sahip.
Elektrik donanımı ve kontrol sistemlerinde deprem güvenliği
Asansörlerin elektrik donanımında da deprem güvenliğinin sağlanması gerektiği eğitimde ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Deprem esnasında asansörün tüm güvenlik devrelerinin faal olarak çalışması, kabinde bulunan yolcuların güvenli bir şekilde tahliye edilmesini sağlayabilmek için kritik öneme sahip.
Eğitimde, asansörlerin depremin ardından en yakın kata giderek yolcuların güvenli bir şekilde tahliye edilmesini sağlamak üzere tasarlanması gerektiği vurgulandı. Özellikle yüksek riskli bölgelerde bulunan asansörlerde, sismik sensörlerin kullanılması, 1 m/s² altındaki hareketleri algılayabilen ve deprem sırasında hızla aktif hale gelen sismik sensörlerin yerleştirilmesi gerektiği ifade edildi. Sismik sensörlerin elektrik kesintisi yaşandığında bile 24 saat boyunca çalışabilir olması gerektiği belirtilerek, bu sensörlerin elektrik kesintisi durumunda dahi acil durum güç kaynağı üzerinden beslenebilmesinin önemi anlatıldı. Sismik modun asansörde aktif hale gelmesi durumunda, asansörün tüm çağrıları iptal ederek hızını azaltması, karşı ağırlıktan uzaklaşarak en yakın kata yönlenmesi ve yolcuların güvenli bir şekilde tahliye edilmesinin sağlanması gerektiği ifade edildi. Bu gibi güvenlik önlemleri, deprem sırasında meydana gelebilecek olası can kayıplarını önleyici bir rol oynamaktadır.
Kılavuz ray sisteminde güçlendirme çalışmaları
Deprem bölgelerinde asansörlerin ray sistemlerinin de dayanıklı bir yapıya sahip olması gerekiyor. Eğitimde, ray hesaplarının sismik zone hesaplarına uygun olarak TS EN 81-77 standardına göre yapılması gerektiği belirtildi. Bu kapsamda, kılavuz ray sistemlerinin çift katlı konsollar kullanılarak güçlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Eğitimde, ray bağlantı elemanlarının ve kuyu içi montaj profillerinin deprem sırasında dayanıklılık gösterecek şekilde yerleştirilmesinin önemine değinildi. Deprem sırasında oluşabilecek kuvvetlerin hesaplanması için kullanılan yöntemler ve formüller de eğitimde ayrıntılı bir şekilde ele alındı.
Deprem esnasında kabin patenleri ve acil durum kılavuzları arasındaki mesafelerin, ray sistemlerinin dayanıklılığını artırmak amacıyla belirli standartlara uygun olarak ayarlanması gerektiği vurgulandı. Bu güvenlik önlemleri, asansörlerin deprem sırasında güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamak adına kritik bir öneme sahip.
Türkiye’de asansör güvenliği için atılacak adımlar
Diyarbakır’da gerçekleştirilen bu eğitim, Türkiye’de deprem riski taşıyan tüm bölgelerde asansörlerin güvenli bir şekilde çalışabilmesi için alınması gereken önlemler konusunda sektör profesyonellerine yol gösterici nitelikteydi. Eğitim, Türkiye’nin aktif deprem kuşağındaki konumu dikkate alındığında, binaların deprem güvenliği ile birlikte asansörlerin de aynı hassasiyetle ele alınması gerektiğini ortaya koydu. TS EN 81-77, TS EN 81-20 ve TS EN 81-50 gibi standartların asansör sektöründe yaygınlaştırılması ve bu standartlara uygun tasarımların zorunlu hale getirilmesi gerektiği eğitimde vurgulanan temel öneriler arasında yer aldı.
Türkiye gibi deprem riski yüksek olan ülkelerde, asansörlerin deprem güvenliği önlemlerine uygun hale getirilmesi, toplumun genel güvenliği açısından büyük bir önem taşıyor.