ERŞEN'DEN “AirClean EAC-019"
Erşen Elektrik Firma Sahibi Şaban Gündüz: "Asansör sektöründe pek çok çözümü kapsayan 20 yılı aşan deneyimimiz ve çalışmalarımız neticesinde tümüyle yerli üretim olan 'Hava Sterilizasyon Cihazı'mız AIR CLEAN EAC - 019'un üretimine geçtik."
Erşen Elektrik olarak kurulduğu günden bugüne temel prensiplerinin, piyasa ihtiyaçlarını doğru analiz ederek kaliteli ve uygun çözümleri iyi bir servis ve teknik destek ile sunmak olduğunu söyleyen Erşen Elektrik Firma Sahibi Şaban Gündüz, “Uzman ve tecrübeli kadromuz ile ortaya konan yaratıcı ve kaliteli çözümler, etkin bilgi paylaşımı, çözüm odaklı yaklaşım ve istikrarlı büyüme doğrultusunda elektrik sektöründe adından sıkça söz edilen bir şirket olmayı başardık.” dedi.
Elektrik dağıtım, koruma ve kumanda sistemleri alanında 30 yılı aşkın süredir uluslararası düzeyde pek çok büyük ölçekli üreticinin distribütörlüklerini yürüten Erşen Elektrik, son 20 senelik süreçte, tecrübesi ile beraber asansör sektörüne özel çözümler üzerinde uzmanlaşacak şekilde organizasyonunu büyüttü. Asansör sistemlerinin daha güvenli, uzun ömürlü ve daha güvenilir olması amacı doğrultusunda pek çok çözüm tedarik ettiklerini ve üretimini kendi bünyelerinde gerçekleştirerek sektöre özel ürünler de sunduklarını söyleyen Şaban Gündüz, “Köklü bir kuruluş olarak mevcut tecrübemiz ile sunmakta olduğumuz her yeni ürünü tasarlarken, piyasada var olan çözümlerin ötesinde yenilikçilik, işlevsellik, kullanım kolaylığı, tedarik hızı gibi pek çok faktörü de dikkate alarak hareket ediyoruz. Bu yönüyle müşterilerimize sunmaya çalıştığımız artı değerin farklı yönleri bulunmaktadır.” dedi.
“20 yılı aşan deneyimimiz ve çalışmalarımız neticesinde tümüyle yerli üretim olan ‘Hava Sterilizasyon Cihazı’mız AIR CLEAN EAC - 019’un üretimine geçtik”
“Asansör sektöründe pek çok çözümü kapsayan 20 yılı aşan deneyimimiz ve çalışmalarımız neticesinde tümüyle yerli üretim olan ‘Hava Sterilizasyon Cihazı’mız AIR CLEAN EAC - 019’un üretimine geçtik. Bildiğiniz üzere toplum sağlığının en öncelikli konu haline geldiği günümüzde sıkışık bir alan olan asansör sistemlerindeki hijyen ve hava kalitesi büyük bir önem arz ediyor. Bu bakış açısıyla asansör kabinlerindeki hava hacmine ve sirkülasyon modeline göre tasarlanmış olan hava temizleme sisteminin üretimine geçmiş bulunuyoruz.” diyen Şaban Gündüz, ‘Hava Sterilizasyon Cihazı’ AIRCLEAN EAC - 019’un tasarımında kabinin kullanım sıklığına bağlı değişimlerin gözetildiğini ve farklı kullanım senaryolarına göre oluşabilecek kirlenme riski dikkate alınarak optimum seviyede hava emişi ve çıkışı sağlamak üzere tasarım yapıldığını söyledi.
Şaban Gündüz, AirClean EAC-019’un çalışma prensibini; “Asansör kabininde gerek virüs, bakteri, küf, mantar gibi mikroorganizmaların yok edilmesi gerekse havada asılı kalabilecek ve alerjiyi tetikleyebilecek aerosollerden arındırılması gerekmektedir. AIrClean EAC-019 yüksek emiş gücü ile kabindeki havanın hızlı bir şekilde sirküle edilmesini sağlamaktadır. İçerisindeki çok katmanlı filtre sistemi aşamalı olarak öncelikle büyük partikülleri sonrasında bakteriden virüse kadar en küçük organizmaları filtrelemektedir. Filtre sistemine entegre edilmiş 254Nm frekansında ışınım yayan UV-C lambası sayesinde filtre haznesinden geçen veya tutunan tüm organizmalar moleküler düzeyde parçalanarak yok edilmektedir. Cihazın içerisindeki hava akışı UV-C ışınımın etkin şekilde işlemesine göre çalıştırılmaktadır. Bu sayede sağlıklı bir arındırma yapmaktadır.
Buna ek olarak cihaz içerisinde bulunan ‘Aktif Karbon Filtre’ sayesinde asansör kuyusu veya yolcular kaynaklı oluşabilecek istenmeyen kokuların bertaraf edilmesi sağlanmaktadır.” şeklinde açıkladı.
Hastalık taşıyıcısı olduğunu bilmeden yolculuk eden kişi veya kişilerin kapalı bir ortamda bulunmasının 2 saate kadar havada asılı kalabilen virüslere maruz kalınması riskini doğurduğunu ifade eden Gündüz, gerek Çin’de gerekse İspanya’da çıkan asansör kabininde virüs bulaşması ile ilgili haberlerin bu tezini kanıtladığını söyledi. Şaban Gündüz ayrıca ‘https://www.youtube.com/watch?v=56n9TszfvzI&ab_channel=CNNT%C3%9CRK’ linkinde bulunan videonun asansör kabini içinde virüsün nasıl bir tehlike yarattığını açık bir şekilde gösterdiğine de işaret etti.
- Ürünümüz bir nevi küçük sterilizasyon kabini
“Ürünümüzün temel fonksiyonu kabin içerisinde insanların her daim temiz hava ile ve en önemlisi insan sağlığına katkı sağlayan sistemle seyahat edebilmesini sağlamaktır.” diyen Şaban Gündüz, ameliyat odalarında kullanılan sterilizasyon mantığı ile yola çıktıkları AIR CLEAN EAC - 019’un bir nevi küçük sterilizasyon kabinine dönüştürüldüğünü söyledi.
Şaban Gündüz, piyasada oldukça fazla bilgi kirliliğinin mevcut olduğuna dikkat çekerek, “Ozon ile dezenfekte yapılması öneriliyor ki ozon insanın doğrudan soluması durumunda sağlığa ciddi zararı olan bir gazdır. Bu noktada güvenilirliğini kanıtlayan çözüm doğru filtreleme ile UV-C ışınım kombinasyonudur. Burada da önemli nokta ortamın UV-C ışınımına doğrudan maruz kalmasını önlemektir ve bu da bizim çözümümüzde olduğu gibi kapalı bir sistem gerektirmektedir. Bu nokta Amerika ve Avrupa sağlık normlarında zorunlu tutulmuştur ve biz de bu sistemi uyguluyoruz.” dedi.
- Yeni cihazımız ile ilgili önceliğimiz güzel ülkemizde yeterli hizmeti sunarak toplum sağlığına katkı sağlamaktır
Erşen Elektrik olarak, 5000 metrekare kapalı alanda, otomasyona dayalı bir makine parkuru ve hatayı ortadan kaldırmak üzere tasarlanmış kalite kontrol sistemi ile yönetilen üretim tesislerinde yüksek kalitede çözümler ürettiklerini belirten Şaban Gündüz, “Bu organizasyon yapısı sayesinde üretim süresi ve kalitesi optimum seviyede tutulmaktadır. Üretimi planlanan ürünlerin tasarımı sürecinde reel uygulamalarda yapılan uzun süreli saha testleri sayesinde ürün özelliklerinin uygulama taleplerini tümüyle karşılayacak şekilde geliştirilmesi mümkün olmakta ve ürünlerin kalitesi ve uzun ömürlülüğü garanti altına alınmaktadır.
Yeni cihazımız ile ilgili önceliğimiz güzel ülkemizde yeterli hizmeti sunarak toplum sağlığına katkı sağlamaktır. Ancak üretim planlamamızı yaparken yurtdışı pazarlarını iş ölçeğimize alarak adımlarımızı atıyoruz. Dolayısıyla ihracat hacmini gözeterek yeterli üretim kapasitesine ulaşma hedefiyle yatırımlarımızı gerçekleştirdik. Dolayısıyla, kısa sürede civar ülkelerde müşterileri oluşturmayı planlıyoruz.
Ayrıca, hava sterilizasyon sistemimizi daha kompakt ve portatif hale getirerek toplu olarak bulunulan çok çeşitli kapalı mekanlara uygulanabilir hale getirmek üzere Ar&Ge çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Bu konuda epey yol aldığımızı ifade edebilirim.” dedi.
- Yatırımlarımızı sektörün gidişatını ve geleceğini düşünerek yapıyoruz
20 yılı aşkın süredir asansör sektörüne çeşitli çözümler sunduklarını ve asansör sektörünün kurumsal iş yapılarında önemli bir yer tuttuğunu kaydeden Şaban Gündüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yatırımlarımızı asansör sektörünün gidişatını ve geleceğini düşünerek yapıyoruz. Kurumsal anlayış itibariyle uzun vadeli, işlevsel özetle kaliteli iş yapma anlayışında olduğumuz için artarak ilerlemesini umduğumuz projelerde talep edilen standartların yüksek tutulması hem bizi hem de sektördeki üreticileri ve tedarikçileri ileriye taşıyacaktır diye düşünüyorum. Kalite standartlarının yüksek tutulması üreticileri daha iyi çözümler sunmaya iteceğinden ihracat pazarındaki tercih edilebilirliğini de arttıracaktır. Açıkçası biz daha iyinin talep edildiği geliştirici rekabetin içerisinde yer almaktan memnuniyet duyarız.”
-Sektör genelinde rekabetin ötesinde bir sinerji oluşabilmesi için toparlayıcı faaliyetler yapılabilir
Türk asansör ve yürüyen merdiven sektörünün kabiliyetini yetkili mercilere anlatabilmek için, sektördeki üretici ve tedarikçi temsilcilerinin daha aktif rol oynaması gerektiğini düşündüğünü söyleyen Gündüz, ilgili kamusal yöneticiler ile oluşacak bu iletişimin tek yönlü değil çift yönlü olması gerektiğini söyledi.
Gündüz, “Sektörden gelen talepler yetkililere aktarılırken geri bildirimin ne olduğu da sektör üyelerine aktarılmalı ki ortak bir yol haritası oluşturulabilsin.” diyerek “3000’e yakın firmanın faaliyet gösterdiği ve 20.000’in üzerinde çalışanın istihdam edildiği çok geniş ölçekli ve dinamik bir sektörün içerisindeyiz. Bu kapsamlı yapının sadece kendi içinde rekabet eder halinden çıkarılıp gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında daha kolektif ve birbirini destekleyen bir anlayışa geçmesini hedeflemeliyiz. Şöyle ki; sanayinin doğasında olan rekabetin firmaları birbirini baltalar hale getirmemesi gerekiyor. Bu noktadaki kritik husus ihracat pazarlarında daha belirgin şekilde ortaya çıkıyor. Uluslararası alanda firmaların birbirlerini destekleyebilmesi noktasında yetkili mercilere önemli görev düştüğünü düşünüyorum. Sektör genelinde rekabetin ötesinde bir sinerji oluşabilmesi için toparlayıcı faaliyetler yapılabilir. Örneğin üniversitelerdeki uzmanların iştirak edeceği ve sektörün gelecekte hangi noktada olacağı ile ilgili fikirlerin paylaşılacağı konferanslar düzenlenebilir. Bu gibi çalışmaların sektörel aidiyet duygusunu kurumsal özgüveni de arttıracağını düşünüyorum. Bu da firmaların kendilerini geliştirmeye yönelik faaliyetleri açısından itici güç oluşturacaktır.
- Sektörel sinerji sektörler arası ölçeğe de taşınabilir
Az önce ifade ettiğim sektörel sinerji sektörler arası ölçeğe de taşınabilir. Tabi ki; Türk müteahhitler Türkiye’deki asansör sektörünün kabiliyetini, kapasitesini net biçimde biliyorlar. Buradaki kritik nokta, yurtdışındaki aldıkları büyük ölçekli işlerde proje sahiplerinin tanıyacağı seviyede “Türkiye Üretimi - Asansör Sistemi” ve “Kalite” kavramlarını eşdeğer kılacak bir yol haritası belirlemektir. Bunun yolu da herkesin dikkatin çeken yüksek kuleler veya en büyük ölçekli ticari binalar gibi önemli projelerde Türkiye menşeili sistemlerin kullanılmasını sağlamaktır. Bunu başarmak için de Ar&Ge’ye ve tanıtıma ciddi mesai harcamalıyız. Keza bu tip projelerdeki örneğin yüksek hızlı asansör gibi talepleri karşılamak için belirli bir aşamayı geçmek gerekiyor. Bu noktada üniversitelerle sanayi kuruluşları arasında kurulacak sıkı diyaloğun değerli olacağını düşünüyorum. Türkiye’de yeterli beyin gücü ve bilgi birikimi mevcuttur. Eksik kalan nokta sistemli bir işbirliğidir.” dedi.
- Ciddi bir rekabet içinde olan firmalar iş almaya çalışmaktan kendilerini geliştirmeye dönük faaliyetleri geri plana atabiliyor
Sektördeki kaliteyi arttırmak için Ar&Ge çalışması gerektiğini söyleyen Şaban Gündüz, ciddi bir rekabet içinde olan firmaların iş almaya çalışmaktan kendilerini geliştirmeye dönük faaliyetleri geri plana atabildiklerini ifade etti. “Serbest piyasa ekonomisinde yabancı menşeili ürün almıyorum denilemeyeceği muhakkaktır. Keza karşı taraf da misilleme olarak Türk ürünlerine kota koyabilir. Bu açıdan doğru yöntem yerli üretimi kendini geliştirmeye teşvik etmektir.” diyen Gündüz, projelerde standartların doğru belirlenmesinin bu noktada önem kazandığını, çıtayı yerli üretimin ulaşamayacağı seviyeye çekmeden ama belirli bir Ar&Ge kabiliyetini teşvik eden seviyede tutarak firmaların bilgi birikimine ulaşma imkanını arttırmak gerektiğini söyledi. Bu sayede teknik rekabetin ticari rekabet ile eşgüdümlü ilerleyerek sektörü öne taşıyabileceğini ifade eden Gündüz; “Herkesin göz önünde olan havalimanı, metrolar gibi projelerde yabancı menşeili markaların ağırlıklı olarak tercih edildiği görülüyor. Ancak bunun gerisindeki sebebin ticari rekabetçilik olmadığı aşikar. Buradaki tercih sebebinin marka değerleri olduğunu tahmin ediyorum. Muhtemelen küresel ölçekte iş yapan yabancı menşeili kuruluşların daha kaliteli iş yaptıkları ve kullanacak insanlar tarafından daha net kabul göreceği düşünülüyor. Demin bahsettiğim gibi bu noktada hassas bir denge gözetmek gerekiyor. Yerli üretimi de bu tip işlerde kabul edilecek bir teknolojik seviyeye çalışmaya odaklı adımlar atmak gerekiyor.” dedi.
Son olarak, sektör alışkanlıklarına göre asansör kabinlerinde hali hazırda kullanılan fan sistemlerinin kuyudaki küflü ve sıkışmış aynı havayı sürekli olarak kabine enjekte edildiğine dikkat çeken Gündüz, “Bu havanın içerisinde olan tüm bakteri ve virüsler defalarca kabine içerisine verilir. Bunun önüne geçilmesi noktasında kalıcı standartlar oluşturulmalıdır. Türkiye’de alanında öncülüğünü başlatmasını arzuladığımız sterilizasyon sisteminin Sars, Mers, Covid gibi virüslerin tehlikeleri ortadan kalktığı zaman dahi bu sistemin asansör kabin havalandırma standartlarına entegre edilmesi gerektiğini düşünüyorum.” dedi.