
FUPA ASANSÖR SATIŞ & PAZARLAMA DİREKTÖRÜ AHMET GÜVERCİN
Ahmet Güvercin; "Yenilik ve inovasyona açık bir yapısı olan Asansör sektöründe AR-GE ve üretim bazlı değişiklikler, inşaat sektöründe yaşanacak olan bilişsel değişiklik ve taleplere göre şekillenecektir. Günümüzde akıllı bina konseptli yapılar zaten çoğalmakta idi. Ancak pandemi sonrası uzun vadede bir adım daha ileri gidilecek, içinde yapay zeka faktörlü sistemleri barındıran yapılar gündeme gelecektir."
Fupa Asansör Satış ve Pazarlama Direktörü Ahmet Güvercin ile pandemi süreci ve sektörün geleceği ile öngörülerini konutuk. “Dünya topyekûn bir değişim ve yeni normallerle beraber dijital bir dönüşüm içinde olacak.” diyen Ahmet Güvercin, iyileşme sürecinin 2021 yılından önce olabileceğini düşünmediklerini ifade etti.
Ahmet bey merhaba, asansör sektöründe faaliyet gösteren bir firma olarak, pandemi krizi sürecini ne tür önlemlerle atlatmaya gayret ediyorsunuz?
Pandeminin başlangıcından itibaren; tüm çalışanlarımızın, iş ortaklarımızın ve toplum sağlığını, birinci önceliğimiz olarak düşünüp online çalışma modeline geçtik. Böylece virüsle temas riskini azalttık. Ziyaretlerimizi geçici olarak askıya aldık. Teknik servis hizmetlerimiz de dahil olmak üzere tüm faaliyetlerimizi dijital ortama taşıdık. Şirket içi toplantılarımız, müşterilerimizle olan görüşmelerimiz de aynı şeklide bu dijital platformlar üzerinden gerçekleştirildi.
Sizce, pandemiye dönüşen Covid-19 salgını ile birlikte pazarın en büyük zorlukları ve fırsatları nelerdir?
Pandemi sürecinde tüm ekonomilerde olduğu gibi ülkemizde de derin devinimler yaşandı, yaşanıyor. Tüm insanların önceliğinin sağlık olduğu bir süreç geçirdik. Finansal güçleri sınırlı olan işletmelerin tedarik zincirlerinde kopmalar yaşandı. Aynı şekilde ihracat anlamında da gümrük kapılarının kapandığı süreçte birçok işletme sıkıntıya girdi. Bazı işletmelerin Pandemi öncesi almış oldukları siparişlerinin iptal edildiğine şahit olduk.
Biz, FUPA A.Ş. olarak temsil ettiğimiz tüm markaların ürünlerini zaten stoklu olarak çalıştığımız için tedarik-temin noktasında süreci fırsata çevirdik. Hiç bir müşterimize olumsuz dönüş yapmadık. Süreçte önemli bir miktar talep daralması da oldu. Bu faktör tüm sektörde olduğu gibi FUPA A.Ş.’yi de kısmen etkiledi. İhracat taahhütlerimizde birikme oldu. Normalleşme sürecine girdiğimiz bu günlerde süratle bu taahhütlerimizi gerçekleştiriyoruz. Yeni dönemde ise inovasyon ve bilişim temelli ar-ge çalışmalarımızla ön planda olacağız. Zaten yeni yatırımımız endüstri 4.0 standartlı bir tesis olduğundan dolayı FUPA A.Ş. yeni dönemi fırsata çevirecek olgulara şimdiden sahiptir. Bu anlayışla hareket edecek her firma için önümüzde fırsatlar dolu bir dönem başlamaktadır. Ancak makroekonomik devlet politikalarının da her zaman yakından takipçisi olmakta da fayda vardır.
Pandemi ile birlikte değişen tüketici davranışları sizce yakın gelecekte sektörü nasıl etkileyecek?
Pandemi sürecinde tüketicilerin kafasındaki karışıklık ve bunun yarattığı panik hissiyatı, sektörün satın alma davranış eğilimlerinde de sürekli bir değişikliğe yol açacak. Tüketicilerin tercih ettikleri markanın sadece fiyatına mı yoksa bütünsel marka kimliğine ve amacına mı daha fazla önem verdiği, tedarik kanalına duyulan güven gibi faktörlerin önem kazanacağı bir süreç yaşanacak. Alternatif ürün, marka arayışlarında öne çıkacak faktörlerden en önemlisi ise teknolojik ve innovatif gelişmeler ölçeğinde oluşacak olan değişimler mevzuatlarda ve spesifikasyonlarda da olacaktır. Sadece asansör sektörüne özel bir durum olmamakla beraber, asansör sektörünün tamamen teknolojik bir bütün olması sebebiyle birçok firma konvansiyonel uygulamalardan sıyrılmaya çalışacak. Yenilikçi çözümler sunan yapılara dönmeye çalışacaktır. Bu bağlamda üst düzey şirketler ön plana çıkacak. Uzun vadede ise Türkiye asansör sektörü kurumsallaşma adına önemli mesafeler alacak, bu değişime ayak uyduramayan şirketler ise oyun dışı kalacaktır. Sektörümüzün kronik rahatsızlığı olan bölünerek çoğalma olgusu ise uzun vadede kısmen de olsa istenen düzeylere gelecektir.
Sektör, Covid-19’a karşı nasıl bir katkı sunabilir, üretim ve AR-GE ekseninden yanıtlayabilir misiniz?
Yenilik ve inovasyona açık bir yapısı olan Asansör sektöründe AR-GE ve üretim bazlı değişiklikler, inşaat sektöründe yaşanacak olan bilişsel değişiklik ve taleplere göre şekillenecektir. Günümüzde akıllı bina konseptli yapılar zaten çoğalmakta idi. Ancak pandemi sonrası uzun vadede bir adım daha ileri gidilecek, içinde yapay zeka faktörlü sistemleri barındıran yapılar gündeme gelecektir. İnşaat sektöründe yaşanacak bu devrimsel değişimler hiç şüphesiz asansör sektöründe de farklı gelişimlere yol açacaktır. Hiç birimizin öngöremediği bir risk gerçekleşti. Ve aylardır içinde yaşıyoruz. Bundan sonra yaşanmayacağını ise kimse garanti edemez. Bu sebeple gerek bu yaşanan pandemi, gerekse de muhtemel yaşanacak bu tarz insan sağlığı odaklı riskler yapı teknolojilerinde minimize edilecek şekilde öne çıkacaktır. Asansör de bu süreçlerden nasibini alacaktır.
DEİK Başkanı Nail Olpak, “Yeni dönemin kazananları, tedarik ve arz zincirini kopartmadan muhataplarına güven vererek süreci yönetebilenler olacak” dedi. Siz firma olarak bu süreçte tedarik zinciri, tedarik stratejisi ve alt alıcılar bazında nasıl bir yöntem uyguluyorsunuz?
Sayın başkanın söylemine içtenlikle katılıyoruz. Yaşadığımız süreçte çok güçlü tecrübeler edindik. Şirket yönetimimizin geçmişten beri uyguladığı stoklu çalışma stratejisinin ne kadar doğru olduğuna şahit olduk. Bu süreçte kimseye ‘yok’ demedik. Sevkiyatlarımızda kimseye aksatma yaşatmadık. Bu süreçte müşterilerimizin FUPA A.Ş.’ye duyduğu güvenin de üst seviyelere çıktığını çok net görebiliyoruz. Pandeminin başında yayımlamış olduğumuz sirkülere tüm müşterilerimiz mükemmel bir uyum sağlayarak hiçbir sorun yaşamamışlardır.
Özellikle Covid-19 ile birlikte, asansörlerde hijyenin daha da önem kazanmasıyla üreticiler, akıllı teknolojilere yönelmiş durumda. Ar-Ge ve inovasyona odaklanan firmalar bundan sonraki dönemi teknolojinin tanımladığının farkında. Sizin bu yöndeki çalışmalarınız nelerdir?
FUPA A.Ş.’nin üretici ve global ortaklığı bulunan bir şirket olması sebebiyle henüz proje aşamasında tasarım çalışmalarımız devam etmektedir. Bu AR-GE çalışmalarımızda hiç şüphesiz insan sağlığı ön planda tutulacaktır.
Pandemi başlangıcı ve “YENİ NORMAL’ dönemindeki yol haritanız nedir?
Üst düzey koruma ve korunma tedbirleri uyguladığımız bu süreçten “YENİ NORMAL” dönemine geçişimizde de yine aynı hassasiyetleri koruyacağız. Seyahat ve müşteri ziyaretlerimizden, şirket içi toplantı ve oturma düzenimize kadar her şeyi gözden geçiriyoruz. Zira yazımın başında belirttiğim gibi çalışanlarımızın, iş ortaklarımızın ve toplumun sağlığı bizim için her şeyden önemli
Koronavirüs, üretim veya çalışma vardiyanızda nasıl bir değişim oluşturdu?
Pandeminin Türkiye’de görülmeye başladığı ilk tarihten itibaren şirketimizde istihdam edilen personellerimizi sistematik bir şekilde dönüşümlü olarak birer hafta arayla vardiya yapacak şekilde bir düzenleme yaptık. Bir ay sonrası ise evden çalışma modeline döndük. Zaten şirketimizde bilişim alt yapısına yıllardır yapılan yatırımlar sayesinde evden çalışma modeline hazırdık. Faaliyetlerimizde herhangi bir aksama olmadan evden çalışma modeline geçtik. Sevkiyatlarımızı haftanın belirli günlerine yaydık. Bu durumu tedarikçilerimiz ve müşterilerimizle de paylaştık. Herhangi bir aksama yaşamadan süreci tamamladık.
İş Sağlığı ve Güvenliği’ne verdiğiniz önemden hareketle, pandemi sürecinde işçiler ve fabrika ekseninde nasıl bir eylem planı belirlediniz?
Pandeminin ilk günlerinden itibaren kapsamlı bir eylem planı hazırladık. İşletme binaları içinde muhtemel temas riskini en aza indirecek düzeyde ortam oluşturduk. Asansörleri geçici olarak devre dışı bıraktık. Maske kullanımını zorunlu kıldık. İşletmenin her yerine dezenfektanlar koyup uyarı yazıları astık. Zaten vardiyalı ve dönüşümlü çalışma modeline bu süreçte hemen geçmiştik. Geçici olarak müşteri ziyaretlerini askıya aldık. Şirkete gelen misafirlerimiz için giriş katımızda özel izole bekleme odası hazırladık. Yönetim ve idari yönetim kadroları olarak personelimizin sağlık durumunda oluşabilecek muhtemel değişimleri yakinen takibe aldık. Yönetim olarak sık sık durumun ciddiyeti ile ilgili olarak personelimize uyarı ve ikaz yazıları gönderildi. Sevkiyat günlerimizi haftanın 2 günü olarak belirleyip sınırlı bir çalışan sayısıyla hizmet verdik. Aldığımız tedbirler sonucu şirketimizde virüsle en ufak bir temasa rastlanmadı.
Yaşanan süreçte sektör temsilcisi olarak, sektörde faaliyet gösteren meslek örgütlerini ve hükümeti yeteri kadar yanınızda hissettiniz mi? Yetkili mercilere hangi mesajları iletmek istersiniz?
Yaşanan süreç içinde hiç şüphesiz devletin hızlı reaksiyonel refleksleri gerçekten çok üst düzeyde idi. Meslek odaları ve idari bölge yönetimleri de sürece oldukça samimi yaklaşımlar sağladı. Devlet imkânları nispetinde ekonomik yardımlarını her kesime yaydı. Virüsle mücadelede ise oldukça başarılı kontrol altına alma çalışmaları yapıldı. Kısa çalışma ödeneği istihdamım korunması adına önemli bir yaklaşımdı. Bu süreçte kamu bankalarının verdiği destekte çok anlamlıydı. Bu süreçte tüm ülkede bunlar yaşanırken özel bankaların süreçlere katılımı daha fazla olabilirdi. Adeta ölü taklidi yaparak sessiz ve stabil kalan özel bankalarla ilgili yeni bir dönemin de başlayacağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Korona virüsü salgını sonrası 2020 hedeflerinizi revize ettiniz mi? Talepte yavaşlama ne oranda oldu?
2020 yılına ilişkin bütçemiz temkinli hazırlanmış bir bütçeydi. Zira 2018 Ağustosu’nda başlayan kriz henüz etkisini azaltmaya başladığı 2019 yılı sonlarına doğru bütçemizi ihtiyatlı ve öngörülebilir risk faktörlerini düşünerek toleranslı olarak hazırlamıştık. Ancak 3. Çeyrek için bütçe revizyonuna gitmeden önce bir dengelenme süreci yaşıyoruz. Yani iç piyasadaki satış düşüşleri ihracat rakamlarıyla dengelenmeye çalışılıyor. Oldukça da iyi bir performans gösteriyoruz. Belirli bir süre izleyip bütçe revizyonu ile ilgili 7. Ay içinde karar vereceğiz. İç piyasa talebinde % 40’lara varan düşüş söz konusu iken ihracat taleplerinde şimdilik bir değişkenlik hissetmedik.
Sektör zorlu bir dönemden geçti. Ve geçmeye de devam ediyor. Sizce ne zaman düzlüğe çıkılır?
İnşaata dayalı bir sektör olmamız sebebiyle; ülkemizin de lokomotif sektörünün inşaat olduğu düşünüldüğünde, devletin birçok destek verdiğini de ilave ettiğimizde sektör iç piyasa dinamikleri 2020 sonuna kadar bu ivmeyle gider. 2021 den itibaren arz ve talep farklı şekillerde yön bulacaktır. Birçok değişkenin etkili olacağı bu yön arayışında bazı dinamikler öne çıkacaktır. İnşaat sektöründe yaşanacak olan dijitalleşme süreçleri yeni “BİLGİ MODELLEMELERİ” için uyum sağlamak adına zaman da alacaktır. Zira bu ‘BIM’ uygulamaları henüz tabana yayılmış değil. Mevzuatlarda da önemli değişikliklerin yaşanacağını hesaba kattığımızda düzlüğe çıkmanın başlamasını ise en az 2021 yılının 2. Yarısı olarak öngörmekteyim
Korona salgını da tabloya eklendiğinde 2020’de dünya asansör sektörü ile ilgili öngörüleriniz nedir?
Yukarıda da belirttiğim üzere artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Dünya topyekûn bir değişim ve yeni normallerle beraber dijital bir dönüşüm içinde olacak. Önce uyum adına sıkıntılı süreçler yaşanacak. Bir süre sonra stabilizasyon yaşanacak. Ancak bunun 2020 için hemen olabileceğini söyleyemiyoruz. Zira bu pandeminin henüz aşısı bulunmadan kesin iyileşme süreçlerinin 2021 yılından önce olabileceğini düşünmüyoruz. Sektörümüz ise bu yılı çok farklı geçirmeyecek. Öncelikle inşaat sektörünün ivme kazanması lazım.
Peki, korona virüsü Çin ve dünya asansör sektörünü sizce nasıl etkileyecek?
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, “Covid-19 öncesi” ve “sonrası” diye tanımlayabileceğimiz iki süreç yaşadık, yaşıyoruz. Şüphesiz bir şekilde artık hiçbir şey pandemi öncesi gibi olmayacak. İş yapma biçimlerimizden itibaren tüm ekonomilerde hızlı bir dijitalleşme dönüşümü bekliyoruz. Bilişim tabanlı üretim felsefesine dayalı “ENDÜSTRİ 4.0” sektörlerde hızla gelişecek. Bu sektörlerin içinde üst seviyelerde uyum gösterecek olan asansör sektörünün tüm dünyada (Başta Çin olmak üzere ), ülkemizde de innovasyon ön plana çıkacak. Dolayısıyla yeni teknolojik gelişimler başta Çin olmak üzere Avrupa orjinli bir çok global oyuncu sektörü yeniden yapılandıracak. Endüstri 4.0’ın temellerinin atıldığı Almanya bu konuda en hızlı mesafe alacak ülkelerden biri olacaktır.
Önümüzdeki 5-10 yılda sektör sizce nasıl şekillenir? Yeni oyuncular girer mi?
Sektöre yeni oyuncuların katılımından önce yaşanacak olan devinimlere uyum sağlayamayacak olan şirketlerin çıkışlarından bahsetmek daha anlamlı olur. Sektörümüz önce safralarını dökecek. Bu süreç hemen bugünden yarına olmayacak. 2 yıllık bir adaptasyon süreci sonrası global, teknoloji ve dijitallaşme süreçlerini özümsemiş, innovasyona önem veren, finansal yönleri güçlü şirketler (lokal veya uluslararası şirketler ) ön plana çıkarken Türkiye gibi her yönü ile çok dinamik özelliği olan bir ülkeye yabancı girişlerinin olacağını tatbikî güçlü bir şekilde düşünmekteyim. Ancak şunu da ihmal etmemek gerekir. Malumunuz ülkemiz siyasi kırılganlıklarla ekonomisi kolay etkilenen bir ülke. Yabancıların ise en önemli paramatresi bir ülkeye girerken; o ülkenin istikrarlı yönetim biçimi oluyor. Yerli ve lokal firmalardan da önemli öne çıkışlar olacak. Süreçleri izleyip göreceğiz.
Gelecekte nasıl bir firma ve sektör hayal ediyorsunuz?
Pandemi sürecinde bilişim alt yapısına bugüne kadar yapmış olduğu yatırımların faydasını gören, ilk vaka ülkemizde görülmeden gerekli bütün önlemleri almış olan, güçlü stok altyapısı ile müşteri memnuniyetini pandemi sürecince bile koruyabilmiş firmamızın gelecekte de aynı vizyon ile global başarılarını devam ettireceği bir firma hayal ediyoruz. Kurumsal süreçlerini tamamlamış ve devlet mevzuatlarıyla da desteklenmiş, finansman yanları gelişmiş şirketlerin sektörde pazar yapıcı konumunda olabileceği, sektör meslek derneklerimizin ise STK konumunda çalışabilecekleri bir sektör hayal ediyoruz. Herkes kolayca asansörcü olamamalı. Bu konu derneklerimizin üzerinde çalışması gereken yegane konudur. Ancak şuna da içtenlikle inanıyoruz: “Her kriz fırsatları da beraberinde getirir” sözü ile beraber “Her şerde bir hayır vardır” sözü birlikte düşünüldüğünde hayal ettiğimiz sektör yapısı yaşadığımız bu süreçlerden sonra kısa bir zamanda olmasa da istisnasız bir şekilde gerçekleşecektir.
Koronavirüs (COVID-19) salgını sosyal hayat kadar markaların kurumsal itibarını da etkiledi. Pandemi döneminde müşterileri ve sektör ile iletişimini koparmayan markaların daha da güçleneceği kurumsal iletişim uzmanlarınca sık sık vurgulanıyor. Siz bu iletişimi sağlamak adına hangi argümanları kullanıyorsunuz?
Yukarıda da belirttiğim üzere FUPA A.Ş. temsil ettiği markalar itibariyle bütünleşik marka imajı ve güvenilirlik faktörleri en ön planda olan ürün gruplarını sektörümüze sunmaktadır. Her biri dünyada önemli büyüklükte olan bu global yapıların ürünlerinin ülkemizde FUPA A.Ş. gibi bir çok yönü ile pazar yapıcı konumunda olan bir şirket tarafından dağıtımının yapılması yanında üretimimiz de gittikçe güçlenen bir ivmeyle artacak ve sürecektir. Bu markaların zaten güçlü bilinilirlik yanlarının yanı sıra, şirketimizin 30 yılı aşkın istikrarlı büyüme geçmişi ve sektöre verdiği güven duygusu ile birleşmiştir. Son 3 yıldır şirkete yapılan dijital yatırımlar da iletişim noktasında üst düzeydedir. İletişim yönü çok güçlü ve samimi bir satış kadrosuna da sahip olunca önümüzdeki süreçlerde birkaç adım önde olacağımız açık bir gerçektir.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Tüm dünyaya, başta ülkemize, insanlarımıza, sektörümüze önce sağlık ve huzur diliyoruz. Yeniden eski çalışma tempolarımıza bir an önce kavuşmayı ve tüm sektör üyelerimizle tekrar şirketimizde veya onların işyerlerinde buluşmayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Her ne kadar bu süreçte iletişim araçlarıyla sürekli görüşmüş olsak da, sizleri yüz yüze çok özledik.