KALİTE YARIŞINA GİRİLMEDİKÇE, KALİTELİ ÜRÜNE ERİŞİM ZAMAN ALACAKTIR
Efelift Asansör Satış ve Pazarlama Müdürü Sezer Özek; "Firmalar kalite yarışına girmedikleri süre içerisinde kaliteli ürüne erişim uzun zaman alacaktır. Fiyat rekabeti, ucuz iş gücü, değişen döviz kurları firmaların üretim kalitelerini düşürmekte, firmalar pazarda ayakta kalabilme mücadelesi vermektedir."
2013 yılında, engelli platformları üretimi, satışı ve montajı; yemek asansörleri, çelik konstrüksiyon, asansör kabini ve asansör kuyu aksamları üretimi yaparak yurt içi ve yurt dışı asansör market ve montaj firmalarına ürün sağlamak amacıyla kurulan Efelift Asansör, 4800 metrekare kapalı alana sahip üretim tesisinde faaliyet gösteriyor.
Platform asansörleri, endüstriyel asansörler, engelli platformları ve asansör malzemeleri üretiminde uzmanlaşan Efelift Asansör’ün Satış ve Pazarlama Müdürü Sezer Özek; “Sürekli iyileştirme, üretim kapasitesi genişletme, modern teknolojiler ve vasıflı çalışma arkadaşları ile üretimimizin kalitesini sağlıyoruz. Her tasarımımızda teknolojik hazırlık ile üretim ve servis aşamasında kaliteyi sağlayarak müşteri memnuniyetini, uzun vadeli ortaklığı ve ürün güvenilirliğini taahhüt ediyoruz. Üretimlerimiz Avrupa standartlarına uygun olarak imal ediliyor. Ürünlerin dizaynı, kullanılan şalt malzemelerinin doğru tercih edilmesi, müşteri memnuyeti ve satış sonrası hizmetlerimiz ürünlerimizin tercih edilmesinde önemli etkendir. İyi bir kalitedeki ürünün Avrupa pazarına oranla daha uygun fiyatlarda olması satın alma taleplerini güçlendiriyor. En büyük rekabetçi avantajımız ise satış sonrası ne olursa olsun ürünlerimizin daima arkasında durmamızdır.
Mimarsinan Organize Sanayi Bölgesi içerisinde, 4800 metrekarelik kapalı alan içerisinde bulunan üretim hattımız ve son teknoloji ile donatılmış makine parkurumuz bulunuyor. İmalatını yapmış olduğumuz ürünler, % 90 oranında kendi bünyemizde üretilmekle birlikte %10’luk bir fason ve tedarik grubumuz da bulunmaktadır.
Ürünlerimizin %35’ini doğrudan ve dolaylı olarak yurt dışı pazarlarına sunuyoruz. 2013 yılından bu yana katılmış olduğumuz fuarlar, yurt dışı seyahatleri ve ticari yazışmalar neticesinde ihracat hedeflerimize ulaşmak yönünde ilerlemekteyiz. Avrupa, Asya ve Amerika ülkelerine ulaşarak pazar payımızı arttırmak adına çalışmalarımız devam ediyor.” dedi.
Sezer Özek; güneş enerji sistemi, yenilenebilir enerji üretimi ve engelli ürünlerine dair çeşitliliği arttırmak amacıyla yeni yatırımları bulunduğunu kaydederek, dünya pazarında söz sahibi olarak Türkiye’nin marka değerine katkı sağlamayı amaçladıklarını söyledi.
Türkiye’de son dönemde hız kazanan kentsel dönüşüm çalışmalarının asansör sektörüne canlılık sağlayacağını, ancak uzun vadeli yatırım ve pazar aracı olmayacağını da dile getiren Özek, “Asansör sektöründe, ülkemiz doğru bir konumda. Ülke olarak iyi bir pazar hacmine sahip olduğumuz kesin. Asansör adına bütün komponentlerinin ülkemizde üretimi her geçen gün artmaktadır. Erişilebilir modern yapıların oluşması kaliteli ve kalıcı çözümler üreterek taçlandırılabilir. Firmaların teknik kadrosu, işyerinin fiziki yapısı, kalite kontrolü, testler ve CE uygunlukları sürekli kontrol edilmelidir. Firmalar kalite yarışına girmedikleri sürece kaliteli ürüne erişim uzun zaman alacaktır. Fiyat rekabeti, ucuz iş gücü, değişen döviz kurları firmaların üretim kalitelerini düşürmekte sektör firmaları pazarda ayakta kalma mücadelesi vermektedir.
Büyüyen müteahhitlerimizle birlikte yol alabilmek için fiyat değil kalite rekabeti aramak gerekir. Sektörümüz ağır ve tehlikeli iş kolları arasında yer alıyor. Böyle bir iş kolunun fiyat rekabetinde tutulması sektörü geriletmektedir.
Ayrıca altını çizmek isterim ki fiyat ve kalite doğru orantılı bir konudur. Bir müteahhit firma veya kamu kurumu yabancı menşeli bir firmanın ürünleri daha iyi ödeme koşullarında kabul edebiliyor. Ancak yerli ürünler söz konusu olunca en düşük fiyat, kötü ödeme koşulları ve mimari hatalarla firmalar baş başa bırakılıyor.
Sektörümüzde bütün asansör aksamları üretiliyor. Kaliteli üretim için yerli imalatçıların ve montaj firmalarının firma not sistemine dahil edilmesi de farklı bir yol olarak değerlendirilebilir. Hiçbir firmanın üretimi ve montajı kısıtlanamaz. Ancak, bağımsız kuruluşlar vasıtası ile firma ya da ürün notu verilebilir. Üretim tesisleri not etkeni olabilir. Kadro ve teknik altyapılar (makine parkuru), sahada yapılan denetimler, müşteri memnuniyetleri gibi ve daha farklı yöntemlerle firmalar derecelendirme ve nota tabi tutulabilir. Bu notların kamusal alanda ve projelerde kullanımına öncelik sağlanması firmaları kalite yarışına otomatik olarak yönlendirecektir.
Kanunlarla yasaklanan ithal malzeme yasağının şartnamelerde belirtilmesi de yerli üretimin desteklenmesine katkı sağlayacaktır. ‘Yabancı Marka’ takıntılı kontrolörlerin ve müteahhitlerimizin egolarını tatmin ederken milli sermayenin dışarı gittiğini görmeleri gerekir. İç piyasadaki firmaların ise, kaliteyi arttırarak ülkemizin kalkınmasına yardımcı olmaları şarttır.” diye konuştu.