KALİTEDEN ÖDÜN VERMİYORUZ
MP Yener Övünç Asansör Genel Müdürü Sevinç Yener ile 2020 ihracat faaliyetlerini ve 2021 öngörülerini konuştuk.
“2020 ihracatımız ülke genelinde olduğu gibi önceki yıllara oran ile arttı.” diyen Sevinç Yener, firma olarak kalite ve proje yönetimine verdikleri önemin paket asansör sevkiyatlarını arttırdığını, üretimdeki ihracat paylarının direk ihracat olarak %25’leri, dolaylı ihracat rakamlarını da dahil ettiklerinde %35’leri bulduğunu ifade etti.
Sevinç Hanım merhaba. 2020 yılı ihracat faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Merhaba. 2020 ihracatımız ülke genelinde olduğu gibi önceki yıllara oran ile arttı. Firma olarak kalite ve proje yönetimine verdiğimiz önem, paket asansör sevkiyatlarımızı arttırdı. İleriye yönelik hedeflerimiz de bu yönde. Üretimdeki ihracat payımız direk ihracat olarak %25’leri, dolaylı ihracat rakamlarını da dahil edersek %35’leri buluyor. Amacımız bu oranları ve karşılığındaki tutarları arttırmak. Hedef pazar olarak daha çok komple sistem ihtiyacı olan ülkeleri tercih ediyoruz. Burada kalite ön plana çıkıyor, dolayısı ile fiyatlar artıyor. Zor bir pazar, kalite – fiyat dengesi hassas bir denge. Ancak kaliteden ödün vermeden devam ediyoruz.
Yüksek döviz kuru ihracat için avantaj mıdır?
Konu uzmanların yorumlayacağı bir konu aslında. Genel olarak döviz kurundaki artışın ihracatı arttırdığını söyleyebiliriz ama, bu çok dar bir bakış açısı olur herhâlde. Aynı döviz kurunun ülke borcuna, ithalata, hammadde maliyetlerine, hane gelirine kadar birçok konuya etkisine beraber bakmak gerekir. Bahsettiğimiz tüm konular beraber değerlendirilirse, kısa vadelerde oluşsan döviz kuru hareketlenmelerinden ülkelerin genel anlamda olumsuz etkilendiğini görüyoruz. Döviz kurundan önce, pazarda oluşan talebin, talebe karşılık üretilen malzeme yeterliliğinin ve firmaların orta uzun vadeli hedeflerinin; ihracat için daha büyük etkenler olduğunu düşünüyorum. Bu basamaklarda doğru konumlanan firmaların, döviz hareketliliği ile yön değiştireceklerini düşünmüyorum.
Elbet etki edecektir, ülke olarak etkilenirken firma veya birey bazında bu etkileri sıfırlamak mümkün olmuyor. Ama esas olan sürekliliği sağlayabilecek altyapıyı oluşturmaktır. Aksi halde yüksek döviz kuru ile yapılan satışlar sadece dönemsel kalır. Bu dönemlerde hacim olarak satış miktarlarında artış gözükse de, yüksek kur yanılgısı ile genel olarak birim fiyatlar düşer, karlılık azalır. Bu dönemleri esas alamamak, uzun vadeli yapılanmalar kurmak gerekir.
2021 kur öngörünüz nedir?
Keşke bilebilseydim. Öngörümüz değilse de dileğimiz, daha yatay seyirde ilerleyen, uzun vadeli plan yapmamıza imkân sağlayacak kur belirginliği oluşmasıdır.
Sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren bir firma olarak, 2021 yılı için sürdürülebilir ihracat politikanız nedir?
Dünya ekonomisinde de ihracatın artışını destekleyen, virüs ve Çin üretim – tedarik zincirinde yaşanan kayıplar gibi etkenler oldu bu sene. Bunların etkisi ile ülke olarak tercih edilen bir konuma da ulaştık. Tüm bu etkenleri birleştirirsek, ihracat rakamlarının belli düzeylerde artmasını başarıdan çok normal olanın uygulanması olarak görebiliriz. Bu şekilde bakınca, bu artışları yeterli görmek doğru değil. İç pazardaki daralma ve virüs etkisi, birçok firma gibi bizi de ihracata yönelmeye itti. Bu genel anlamda faydalı bir yönelme tabi, ülkeye yapılan para girişi büyük pencereden bakınca her zaman faydalıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, ihracata hazırlıklı olmanın önemidir. Doğal etkenlerin bizi olumlu yöne itmesi, bizi orada kalıcı kılmaya yetmez. Hem ürün olarak, hem kapasite olarak hem de güç olarak (iş gücü ve finans gücü), ihracata hazırlıklı olmalı ve ihracat faaliyetlerini sürekli kılabilmeliyiz. Aksi durum, imajımızı olumsuz etkileyecek, mevcut olumlu rüzgârı uzun vadede negatife döndürecektir.
Pazar yoğunluğu hangi bölgelere veya ülkelere kayıyor? Hangi ürünler daha fazla talep görüyor?
Asansör sektörü için ülkemize talep, tüm pazarlardan geliyor. Lojistik olarak yakın konumda olan ülkeler başta olmak üzere, aradığı ürünün karşılığını bulan tüm pazarlar, ülkemizden ürün talep ediyorlar. Sektör olarak teknolojik yetersizlik kaynaklı hitap edemediğimiz ürün grupları var ve katma değeri yüksek olan kısım da bu ürünler aslında. Ama genel olarak hemen hemen tüm pazarlara hitap edebiliyoruz. Kuzey Afrika ve Ortadoğu pazarı zaten ülkemizden yoğun alımlar yapan pazarlar, bu durum uzun zamandır böyle. Son dönemde buna ek olarak, ürün içeriğimizin ve kalite anlayışımızın gelişmesi ile Avrupa pazarı ve CIS ülkeleri daha yoğun talepte bulunmaya başladı. Yine Güney Amerika ülkeleri talepleri yoğunlaştı. Uzakdoğu fiyatlarındaki artış ve virüs etkisi de bu artışlara etken tabi. Bu döngüde sıra bize geldi gibi, bize yakın pazarlar Uzakdoğu ile bizi kıyaslayabiliyor, fiyat ve kalite olarak tercih de edebiliyor. Bu durumu iyi değerlendirmemiz, şu ana kadar süren başarılı gelişimi devam ettirerek pazar paylarımızı arttırmamız lazım.
Bu yılki firma verilerinizi geçen yılın aynı dönemine göre değerlendirdiğinizde 2021 ihracat öngörüleriniz nelerdir?
Pozitifiz, talebin devam edeceği öngörüsü ile bu talebe karşılık verecek şekilde hazırlıklarımızı yapıyoruz. Hazırlıklı olmak, ihracat miktarındaki artışı kendiliğinden getirecektir. Önemli olan, daha önce bahsettiğimiz üzere, bu faaliyetleri sürekli hale getirebilmektir.
2020 yılında asansör sektörü açısından önemli gördüğünüz sektörümüzü etkileyen temel gelişmeler-olaylar olarak neleri sıralayabilirsiniz?
Tabi ki öncelikle korona virüsün tüm dünyadaki etkileri yadsınamaz. Herkes gibi bizi de sektör olarak çok olumsuz etkiledik. Sorun sağlık olunca, iş arka planda kalıyor normal olarak. Umarım biran önce sağlıklı bir şekilde eski günlerimize dönebiliriz. İş konuşabildiğimiz günlere.
Yine 2018 sonlarından bugüne gelen, inşaat sektöründeki yavaşlamayı da atlamamak lazım. Devlet politikası olarak desteklenen inşaat sektörü, bu desteklerin olumlu etkisi ile dönem dönem hareketlense de, virüs etkisi de eklenince genel olarak durağanlaştı. İnşaat sektörünün yarınını iyi analiz etmek, bu analize göre doğru konumlanmak, doğru yatırımlar yapmak gerekiyor.
Sektörümüzde ihracat konusunda yaşadığınız en önemli sorun ve bu soruna çözüm öneriniz nedir?
Aslında sektörel veya sektör dışı, ülke olarak ihracat sorunlarımız genel olarak aynı gibi. Ana sorun olarak katma değer oranı yüksek ürünleri ihraç edememeyi söyleyebiliriz. Tartıda ağır, işgücü yüksek ürünlerin ihracatı, haliyle düşük karlılık oranları ile yapılabiliyor. Aksine, katma değeri yüksek, teknolojik içeriği kuvvetli ürünler, daha yüksek karlılıklar ile fiyatlandırılabiliyor. Bu durum bence tüm sektöreler için geçerli ve tüm sektörlerin ana problemi. Bunu aşmanın yolu hepimizin bildiği üzere, çağı yakalayan üretimleri yapabilmektir. Yani AR-GE çalışmalarına önem vermek, teknoloji ve kalite olarak gereklilikleri karşılayan ürünler üretebilmek, öncelikli hedefimiz olmalıdır.
Sektör olarak ihracatımızın geliştirilmesi adına ne gibi çalışmalar yapılmalıdır?
Tekrar olacak ama önemli, öncelikle kendimizi geliştirmeliyiz. İhracata her anlamda hazırlıklı olmalıyız. Dış talep artışı, iç talep düşüşü, döviz kuru artışı gibi birçok dış etken bizim ihracatımızı desteklerken, biz de üstümüze düşeni yapmalıyız. Devlet de her anlamda ihracatçıya destek oluyor zaten. Bu destek ve teşvik kalemlerine ulaşmak artık çok kolay. Önemli olan ihracatı hedeflemek, buna yönelik altyapımızı hazırlamaktır. Bu yapıyı kuran firmalar, gerekli yerlere er geç ulaşacaklardır.
Son olarak eklemek istedikleriniz...
Bizleri birbirimizden uzak yaşamak durumunda bırakan ve bir araya gelmemize engeller koyan 2020 yılının ardından, yeni yılın ve önümüzdeki dönemin herkese öncelikle sağlık vermesini dileriz. Hep bir arada olacağımız ve katma değeri yüksek birçok işe imza atacağımız nice fırsatlarımızın olmasını temenni ederiz.