07 Şubat 2021,

"KREDİ VERİLECEK İNŞAATLARDA BELİRLİ BİR ORANDA YERLİLİK ARANMALI"

"Bu süreçte en doğru hamle AR-GE yapmak ve şirket içi sistem iyileştirmesi oldu. Çoğu firmamız iş yoğunluğundan ve zaman bulamadığından bu konuların önemini bilmesine rağmen gereken özeni gösteremiyordu. Pandeminin bu yönde bir katkısı olduğuna inanıyorum. Bu süreç bittiğinde ise bu zamanı doğru değerlendirmiş firmalar için büyük fırsat olacak. 

Çin’in Wuhan eyaletinde başlayıp dünyayı saran hastalık birçok şeyin değişmesine sebep oldu. Tüm dünya yeni bir yaşam ile tanıştı. Evden çıkamama, evden çalışma, kısa çalışma, karantina, izole olmak… Bu süreç insan yaşamını, imalatı, ekonomiyi her şeyi değiştirdi. Bizler de kendi aile ve iş hayatımızda çeşitli önlemler aldık.

Ailemize daha fazla zaman ayırdık, çocuklarımızla daha fazla vakit geçirdik. Belki sürecin en güzel yanı bu oldu. İş hayatında da devletimizin desteği ile kısa çalışma programına geçtik. İşyerinde çalışma arkadaşlarımız için bir takım hijyen ve virüsten koruma önlemlerini aldık. Her personelde maske, masasında kolonya, gelenlerin oturması için sosyal mesafe kuralına göre ayarlanmış koltuklar, girişte el dezenfektanları v.s.

Bu dönemde tüm dünyada olduğu gibi bizde de işlerde ciddi azalmalar oldu. Daha önce yapılan bağlantılar ve devam eden işler sayesinde satışlarımız çok şükür devam etti. Bu süreçte en doğru hamle AR-GE yapmak ve şirket içi sistem iyileştirmesi oldu. Çoğu firmamız iş yoğunluğundan ve zaman bulamadığından bu konuların önemini bilmesine rağmen gereken özeni gösteremiyordu. Pandeminin bu yönde bir katkısı olduğuna inanıyorum. Bu süreç bittiğinde ise bu zamanı doğru değerlendirmiş firmalar için büyük fırsat olacak. Çünkü tüm dünyada bir durağanlık oldu. FED başta olmak üzere birçok merkez bankası ciddi paralar bastılar. Bu da süreç sonrası likit sıkıntısı olmayacağı anlamına geliyor. 2008 krizi sonrası Kernes teorisi ile hareket eden FED 2 Trilyon dolardan fazla para basmıştı. Faiz 0,25 olarak düşürülmüş ve ekonomi canlanmıştı. 2017 sonrası FED politika değiştirerek faiz yükselterek piyasadan bastığı paraları çekmeye başladı ve gelişmekte olan ülkeler yükselen faiz ve likidite sıkıntısı yaşadı. Şimdi yine Keynes teorisi ile hareketle faiz indirimi geldi ve Merkez bankaları para basmaktalar. Tabii pandemi sürecinin ne kadar süreceğini tahmin edemiyoruz, dünya genelinde ekonomilerde küçülmeler mevcut ve bu süreç bitmeden pozitife döneceği de düşünülemez. Lakin Covid-19 süreci bittiğinde talebin çoğaldığı, likidite sıkıntısı olmayan bir süreç bizleri bekleyecek. Bizler planlamalarımızı buna göre yapmalıyız. Hatta sürecin sonunda Çin’in bundan nasıl etkileneceği de belli değil. Çin için kötü senaryo gerçekleşirse, dünya genelinde bu olayda ihmal ya da suçlu bulunursa bu Çin’in diğer devletlerle ticari ilişkisini de etkileyecek ve ülkeler yeni tedarikçi arayışına gireceklerdir. Her ne kadar şuan sıkıntılı bir ortam gibi gözükse de Devletimizin yatırım teşvikleri iyi değerlendirilmeli, ileriye dönük adımlar şimdiden atılmalıdır. Tabii bu adımları atarken mevcut sermaye yapımız, bütçemiz profesyonelce değerlendirilerek yapılmalıdır.


Türkiye asansör sektörünün ise sıkıntılı bir sürecin ardından rahatlayacağı düşünüyorum. Ülkemizde büyüme inşaat sektörü ile olmakta. Birkaç yıl önce devletimiz artık sanayi ve üretime, ihracata destek vereceğini açıklamış bununla birlikte ÜR-GE’ler kurulmuş, teknoloji hamleleri ile sanayicilere yatırım destekleri verilmişti. Geç kalınmış doğru bir strateji idi. Tabii şimdi pandemi ile birlikte devletimiz ekonomiyi en hızlı şekilde ayağa kaldırmak ekonomik büyümeyi pozitife çevirmek için yine inşaat hamlesini gerçekleştirdi. Ortama göre doğru olan bu destek ile ev kredisi faizleri 0,64 e kadar düşürüldü. Bu asansör sektörü için de bir fırsat aynı zamanda. Devletimizden bu konuda sadece bir talebim olacak. O da; Ev kredisi verilecek inşaatlarla ilgili olarak “yerlilik” belgesi istemesi. Zira inşaat firmaları ev yaparken demir, çimento, kum yerli kullanılmakta lakin kombi, ev aksesuarları, ankastreler, asansörler, klimalar, banyo gereçleri hatta granit ve mermerler bile ithal olabiliyor. Ev kredisinde eğer devlet bankaları düşük faiz ile kredi verecekse inşaatın belirli bir yerlilik oranına sahip olmasını istemeliler. Aslında inşaat firmaları da şunu bilmeli ki; yabancı bir ülkenin asansörü, kombisi, davlumbazı kullanılırsa bunun ülke istihdamına bir katkısı yok. Bizim işçimiz, mühendisimiz bu firmalarda çalışmaz ise evi kime satacak. Yerli malı kullanıp istihdama destek olunmalı ki o fabrikalarda çalışanlar da gelip ondan daire alsınlar. Bu arada tüm dünyada yerli ve milli üretim aranmaya başlanıldı. Bursa da bile makine imalatçılarımız bazı yan ürünlerin Çin’den gelememesi nedeni ile sıkıntılar yaşadı. Bu sıkıntı bize kendisine rahat ulaşabileceğimiz, güvenilir, ekonomik yapısı sağlam, kaliteli tedarikçi zinciri oluşturmamızın önemini de göstermiş oldu.

Covid-19 bizleri bazı sıkıntılara soktuğu gibi, bazı olumlu öğretileri de oldu. Ülke olarak sektör olarak bunları iyi değerlendirmeli. Bu süreçten yeterince kendimizi geliştirerek çıkmalıyız. Krizler aynı zamanda fırsatları da beraberinde getirir ama sadece buna hazırlıklı olanlar içindir.