08 Temmuz 2021,MİK-EL TÜRKİYE'DE ELEKTRONİK ASANSÖR KUMADA SİSTEMLERİNİN SERİ ÜRETİMİNE BAŞLAYAN İLK ŞİRKET, Asansor Vizyon Dergisi, Asansör Adına tüm Aradıklarınız Bu Sitede

MİK-EL TÜRKİYE'DE ELEKTRONİK ASANSÖR KUMADA SİSTEMLERİNİN SERİ ÜRETİMİNE BAŞLAYAN İLK ŞİRKET

Mik-el Elektronik 1988 yılında kuruldu ve elektronik asansör kumanda sistemleri üretimi alanında faaliyetine başladı. O yıllarda asansörlerde elektromekanik diye tabir edilen röleli sistemler (panolar) kullanılıyordu. Elektronik kumanda sistemleri daha yeni yeni kullanılmaya başlanıyordu. Mik-el, Türkiye’de elektronik asansör kumanda sistemlerinin seri üretimine başlayan ilk şirket olarak sektördeki yerini aldı ve bu sistemlerin pazarda yaygınlaşması için oldukça yoğun bir çaba sarf etti. Mik-el Elektronik Satış Müdürü Emrah Terzan, Mik-el'in, 2000 yılına kadar asansör kumanda sistemleri üzerindeki çalışmalarını sürdürdüğünü,  müşterilerinin farklı beklentilerini karşılayabilmek için çeşitli asansör kumanda sistemleri ile de kendini geliştirdiğini ifade etti. 

Hız kontrollü sistemlerin yaygınlaşmasıyla birlikte, 2000 yılından itibaren Japon Yaskawa firmasıyla olan iş işbirliklerinin başladığını ve uzun yıllar başarılı bir şekilde bu işbirliğinin devam ettiğini kaydeden Terzan sözlerine şöyle devam etti:

"Ancak zaman içerisinde uzak doğudan gelen ürünlerin artmasıyla birlikte biz de kendi sürücümüzü üretmeye karar verdik. 2012 yılında MD-2012 ismiyle kendi sürücümüzü piyasaya sürdük. Ve çok geçmeden 2015 yılında da yine Türkiye’de bir ilk olan STO (Safe-Torque-Off) özelliği sayesinde motor kontaktörlerini ortadan kaldıran sürücümüzü piyasaya sürdük. 2019 yılı itibariyle de yine motor kontaktörü gerektirmeyen EN81-20/50 Avrupa Standardına uyumlu U-STO tümleşik asansör kumanda ünitemizin satışına başladık.

-Mik-el olarak 33 yıllık tecrübemizle sektöre hizmet veriyoruz
Firmamız 1.300 metrekare kapalı alanda, 60 kişilik deneyimli personeliyle ve 33 yıllık tecrübesiyle sektöre hizmet veriyor.  

Makine parkurumuzda başlıca sayılabilecekler:
Otomatik SMD Dizgi Makinesi, SMD Lehimleme Fırını, Serigrafi Glue ve Krem Lehim Serme Makinesi, Dalga Lehim Makinesi, Manuel Dizgi Bandı, Test Yükü (AC28 kW 400 V) ve Optik Kontrol Cihazıdır.

- Toplam satışımızın %40’tan fazlasını yaklaşık 30 ülkedeki müşterilerimize gerçekleştiriyoruz
Pandemi dönemi, herkes gibi bizim de fuar ve seyahat gibi en etkili faaliyetlerimizi gerçekleştirmemize engel oldu. Ancak bu dönemde mevcut müşterilerimizle olan iş hacmimizi geliştirmeyi ve portföyümüze yeni bazı ihracat müşterileri katmayı başardık. Şu anda toplam satışımızın %40’tan fazlasını yaklaşık 30 ülkedeki müşterilerimize gerçekleştiriyoruz. Uluslararası seyahat etkinlikleri 2021 yılının 2. çeyreğinde, pandemi öncesine dönmese bile biraz daha rahatlayacaktır diye umuyoruz. Burada mevcut ve müstakbel iş ortaklarımızla birebir temaslarda bulunmayı umuyoruz. Bir yandan da kendimizi ve yeni ürünlerimizi 2022 yılının Mart ve Nisan aylarında yapılacak Asansör İstanbul ve Interlift fuarlarına hazırlamaya ve ziyaretçilerimizin karşısına yeni ürünlerle çıkmaya hazırlanıyoruz."

Üretimini ve satışını yaptıkları ana ürün gruplarını; Tümleşik Kontaktörsüz Asansör Kumanda Üniteleri, Asansör Kumanda Sistemleri, Asansöre Özel Kontaktörsüz Hız Kontrol Cihazları, Asansör Kumanda Panoları, Seri Haberleşmeli Kat ve Kabin Butonyerleri, Hazır Tesisatlı Sistemler (pano, butonyerler, kapı kontakları ve diğer elektrik tesisatı), UV-C ışığı ile dezenfeksiyon kontrol modülleri olarak sıralayan Emrah Terzan, son dönemde müşterileri tarafından en çok aranan ürünlerinin, motor kontaktörlerine ihtiyaç duymayan ve 15 kW güce kadar aynı gövdede kompakt bir tasarımı olan U-STO Tümleşik Asansör Kontrol Ünitesi olduğunu söyledi. U-STO'nun saydığı özellikleriyle pano üreticilerinin hem işçilik hem de pano malzeme maliyetlerini düşürmelerine yardımcı olduğunu belirten Terzan, "U-STO, motor kontaktörlerinin olmaması sayesinde sessiz çalışmasıyla, özellikle makine dairesiz asansörlerde çok tercih edilen bir üründür. U-STO ile 30 kW güce kadar çözüm sunabiliyoruz.

U-STO, Liftinstituut tarafından verilmiş AB Tip Uygunluk Sertifikasına ve kontaktörsüz çalışma için STO (Safe Torque Off) sertifikasına sahiptir. EN81-20/50 Avrupa Standardına tam uyumludur. Ayrıca Rusya Federasyonu ve bazı CIS ülkelerinde istenen EAC sertifikası da vardır. Yine Elektromanyetik Uyumluluk (EMC) testlerinden geçmiş ve sertifikalandırılmıştır." dedi.

-UV-ALD
Alışılmış ürünlerinden farklı bir ürün olarak UV-C ışığını kullanarak asansör kabinlerini dezenfekte eden UV-ALD isimli ürünlerinden de bahseden Mik-el Elektronik Satış Müdürü Emrah Terzan, ürün ile ilgili olarak, "UV-C lambanın kontrollü ve güvenli bir şekilde çalışmasını sağlayan bir kumanda modülü ve temizliği sağlayan UV-C lambaların bulunduğu bir armatürden oluşuyor. Sistem UV-C lambanın kabinde yolcu yokken ve kapı kapalıyken ışımasına izin veriyor, lambayı enerjilendiren kontakların yapışarak lambanın sürekli yanık kalmasına karşı da içinde önlem bulunuyor. 
Armatürün içindeki UV-C lamba ise, yine armatürün üzerindeki 2 adet fan vasıtasıyla havayı sirküle ederek asansördeki yolculara zarar vermeden havayı temizlemeye devam ediyor.

Burada önemli hususlardan bir tanesi, kullanılan lambanın 254 nm dalga boyunda ışık saçıyor olması. Bu da lambanın ışık verdiği yerdeki havanın 'ozon-free' olarak kalmasını sağlıyor. Çünkü bir de 185 nm'de ışık saçan lambalar var. Bunlar ortamdaki oksijeni kısa süreliğine de olsa solunması sakıncalı olan ozona dönüştürüyorlar. Bu lambalar insan/canlı bulunmayan ortamların temizliği için kullanılıyor." şeklinde açıklamada bulundu.

Emrah Terzan, ürünlerinin belgelendirme süreci hakkında da bilgi vererek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ürünlerimizin belgelendirilmesi ile ilgili düşüncelerimi, konunun uzmanı olmadığımı belirterek aktarmak isterim. Belgelendirme ve test konuları, üretilen ve piyasaya sunulan bu ürünlerin belli kalite ve güvenlik standartlarını yakalaması açısından çok önemli konular. Tabii bu yapılan belgelendirmelerin akredite bir kuruluş tarafından yapılıp yapılmadığının denetlenmesi de en az bu sertifikaların alınması kadar önemli. Doğru bir şekilde uygulandığında ve denetlendiğinde bu süreçler, üretim ve ürün kalitemizi dolayısıyla sektörün yurt içinde ve dışındaki güvenilirlik algısını yukarıya taşıyan süreçlerdir. Ama aynı şekilde iyi bir denetim mekanizmasıyla koruma altına alınamadığında maalesef haksız rekabete yol açıyorlar. Ürünlerini doğru şekilde üreten ve sertifikalandıran markalar bir nevi cezalandırılmış oluyor.

- Türkiye’deki ciddi üreticilerin ürün kalitesinin Avrupa’daki benzer üreticilerden geride kalır bir yanı yok 
Asansör sektöründe, Türkiye’deki ciddi üreticilerin ürün kalitesinin Avrupa’daki benzer üreticilerden geride kalır bir yanı olmadığını düşünüyorum. Maliyet ve üretim gücü olarak da daha avantajlı konumdayız. Üretici olarak en önemli dezavantajımız ise özellikle Batı ve Kuzey Avrupa ülkelerinin çoğunda Türkiye’de üretilen elektronik ürünlere karşı bir önyargı olması. Makine ve mekanik türlerdeki ürünlerde Türk ürünlerini kullanmakta çekimser olmayan bu ülkeler, elektronik ürünleri kullanma konusunda maalesef pek hevesli değiller. Bunda, ülkemizin elektronik ürün üreticisi olarak marka algısının zayıf olmasının en önemli etken olduğu görüşündeyim. Diğer yandan, eskiden Kuzey Afrika ve Arap Yarımadası'nda yaygın olan Avrupa menşeili ürünlerin yerini çoktan bizim ürünlerimiz almaya başladı. Bu aralar Suudi Arabistan ile bazı sorunlarımız olsa da bu durumun aynı şekilde devam ettiğini söylemek yanlış olmaz sanırım.

Uzakdoğu menşeili ürünler uzun zamandır pazarımızda kendisine belli oranda yer buluyor. Burada uzun zamandır pazarda aktif olan düzgün markaları ve tedarikçileri tenzih ediyorum. Ama sırf fiyatı ucuz diye getirilen ve 1-2 sene satılıp piyasadan kaybolan ürünler sektöre ve üreticilere çok zarar verdi ve veriyor. Bir süre sonra bu ürünlerle ilgili yedek parça ya da onarım ihtiyacı baş gösterdiğinde, bu ürünün tedarikçisine ulaşamayan tüketici mağdur oluyor. Halbuki yerli üreticiye olduğu gibi bu tedarikçilere de 10 yıl boyunca onarım ve yedek parça desteği zorunlu tutulmalı. Bu ve benzer belli koşulları sağlamadan her isteyen bu ürünleri satamamalı. Bu sorunun çözümünde esas yük piyasa yapıcılara düşüyor ama çözümün bir kısmı bizlerin tüketici olarak da bilinçli hareket etmesinden geçiyor."