08 Şubat 2021,

"TÜRK MALI MARKA DEĞERİNİ MUTLAKA ÖNCELİKLİ SIRADA TUTMALIYIZ"

İstanbul İla Asansör Genel Müdürü Stefanos Parizyanos: "İhracat yapan her firma 'Türk Malı' marka değerini mutlaka öncelikli sırada tutmalıdır." dedi.

2020 yılı ihracat faaliyetlerini, “Firmamız güncel pandemi şartları altında bu seneki ihracat hedeflerini yakalamış hatta aşmış olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum.” diye anlatmaya başlayan İstanbul İla Asansör Genel Müdürü Stefanos Parizyanos, bunun öncelikli sebebini hali hazırda çalıştıkları ülke ve firma bazında siparişlerin artışına bağladı. Stefanos Parizyanos, “Çalıştığımız firmalar bizden ve yolladığımız asansörlerden memnun olduklarından, bu durum yeni siparişlerin artışı olarak yansımıştır. Doğru mühendislik ve projelendirme ile kaliteli ürünleri birleştirerek kurguladığımız tasarımların meyvesini almış bulunuyoruz. 

Bunun yanı sıra bu sene başında Libya’da sektör dışından bir firma ile ortaklık imzaladık. Bu firma, Bingazi ve Trablus şehirlerinde asansör ile ilgili showroom, websitesi, sosyal medya ve mühendis ekibi yatırımı da yaparak sağlam adımlarla Libya asansör sektöründe yerini almıştır. Bu ortak çalışmanın olumlu geri dönüşlerini özellikle Libya için ciddi sıkıntıların yaşandığı bu sene içinde gerçekleştirebilmiş olmamız bizi mutlu etmiştir. 

İhracat noktasında yoğunluğumuz Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Gürcistan, Libya, Irak, Hindistan, Lübnan gibi ülkeleri sayabiliriz. Avrupa ülkelerindeki en faal çalıştığımız ülke Sırbistan ve biraz da Yunanistan’dır. Avrupa ülkelerine ihracatımız çok düşük olduğundan bu sene hedeflerimiz içinde paket asansörlerimize ürün tip belgesi alıp bu bölgeden daha yoğun sipariş alabilmek vardı. Yılın son ayına girdiğimiz bu günlerde bu hedefimizi de nerdeyse gerçekleştirdik. Paket ürün tasarımlarımız ve testlerimiz nerdeyse sonuçlanmış olup yakın zamanda belgemiz çıkacaktır.” dedi.    

“Euro-dolar kuru çok dalgalı seyir ettiğinde dezavantaja dönüşebilmektedir”
Euro-dolar kurunun yüksek olmasının ihracatçı için avantaj olduğunun kesin olduğunu ifade eden Parizyanos, ”Ancak bu durum çok dalgalı seyir ettiğinde ise dezavantaja dönüşebilmektedir. Bu noktada önemli bir detay da işçiliğin ürününüzdeki oranıdır. Her tür hammadde neredeyse tüm dünyada kendi borsasına bağlıdır bu da ister dolar ister Euro ister TL olsun fiyatınıza direk yansımaktadır. Hatta bazen tedarikçiler, ürünlerine dolar veya Euro kurunun artışından fazla zam yaptıklarından bu durum bize kur ne kadar yükselse de dezavantaj olarak yansımaktadır. 

Geleceğe dönük kur ve parite için öngörüde bulunabilmenin de çok kolay olmadığı açık. Global durum da buna yardım etmemektedir. Her an yeni bir konu gündeme gelip paritelerin seyrini değiştirebilmektedir.” diye konuştu. 

Stefaos Parizyanos sölerini şöyle sürdürdü: “Sektör geçmişim şahsi olarak 20 yılı geçmiş olmakla birlikte firmamın geçmiş 6 yıla dayanmaktadır. İhracat sürekliliği ve markalaşma paralel ilerleyen olgulardır. Markalaşma sadece firmaların markalaşması olarak düşünülmemeli, Türkiye markalaşması bence daha önemli! Her firmanın bunu mutlaka öncelikli olarak değerlendirmesi gerekmektedir. Şahsi inancım ve görüşüm, Türk malı algısı ne kadar iyi yönetilirse bu bize mutlaka olumlu olarak dönüş sağlayacaktır. En ucuz hep ucuz algısı her zaman uzun vadede olumlu sonuçlar elde etmemize yardımcı olmayacaktır. Ürettiğimiz ürünlerin veya paket asansörlerin katma değerini ve karlılığımızı arttırmak için en önemli nokta ‘Türk markası’ algısını daha üst seviyeye taşımaktır.

2021 yılında birinci hedefimiz var olan müşterilerimize daha iyi hizmet sağlayıp onların da daha fazla sipariş almasını sağlamaktır. Bu nedenle mühendislik ve çizim programlarımıza yatırım yaptık, fason imalatlarımızdaki kalite kontrolümüzü arttırdık, daha iyi iş ortakları ile anlaşıp fiyat kalite oranını en uygun seviyeye taşımayı hedefledik.   
 
‘Sektörümüz için pazar yoğunluğu herkesin bildiği üzere gelişen ülkeler ve yeniden inşa edilen ülkelerdedir.’
Sektörümüz için pazar yoğunluğu herkesin bildiği üzere gelişen ülkeler ve yeniden inşa edilen ülkelerdedir. Bu bölgeler genelde fiyat odaklı çalıştıklarından bu ülkelerin bize sağladığı katma değerli satış kısıtlı kalmaktadır. Bu ülkelere satış yapılması sürümden kazanmak olarak algılansa da üretim yapınızı yorabilmektedir. Oysa katma değeri yüksek ülkelere yapılabilen ihracat hem sizi daha teknolojik, yenilikçi, mühendisliğin öne çıktığı üretimlere yönlendirmekte hem de sağladığı katma değer olarak firmanızı geliştirip öne çıkmanızı sağlamaktadır.  

Bu kadar olumsuzluğun yaşandığı bu seneye baktığımızda firmamız %20 lik bir artışla yılı kapatacaktır. Bu bizim için büyük bir başarıdır. İhracat noktasındaki artışımız da buna yakındır. 2020 içinde ihracatta yakaladığımız memnun müşterilerimiz sayesinde 2021 senesinde ihracattaki artışımızın iç pazardaki artışı geride bırakacağını düşünüyorum. Onun yanı sıra yeni tasarladığımız ve kendi markamızla iç piyasaya sürmeyi planladığımız bazı ürünlerimiz de hedeflerimiz doğrultusunda katkı sağlarsa 2021’in iyi bir sene olacağına inanıyorum. 

KDV iade ve ihraç kayıtlı alımlardaki KDV iade süreçlerinin hızlandırılması ihracat yapan firmalara büyük ölçüde fayda sağlayacaktır.

Diğer taraftan özellikle paket asansör ihracatı yapan firmaların mutlaka her sipariş için mühendis tarafından proje çizilmesi ve hesapların yapılması haksız rekabeti ve uygunsuz paket asansörlerin ihracatının yapılamaması noktasında kesin olmasa da fayda sağlayabilir. 

Sektör olarak ihracatımızın geliştirilmesi adına ne gibi çalışmalar yapılmalıdır konusunda tek söyleyebileceğim; ihracat yapan her firmanın ‘Türk Malı’ marka değerini mutlaka öncelikli sırada tutmasıdır. Bunu gerçekleştirmek için de teknolojiyi daha faydalı kullanıp, üretim süreçlerini iyi yönetip, güvenilir olup, müşteri memnuniyetini ön planda tutup, fiyat odaklı çalışmaktan vazgeçmemiz gerekmektedir.”