
Yükseliş Asansör
Gülşah TEPE
Yükseliş Asansör Dış Ticaret Uzmanı
Gülşah Hanım merhaba, firmanızın Türkiye’deki ve dünyadaki organizasyonundan bahseder misiniz? Faaliyet konunuz ile ilgili kısaca neler söylemek istersiniz?
Merhaba. Yükseliş Asansör olarak yenilikçi politikamızla sektörün öncü firmalarından olup Türkiye’deki öncülüğümüzü ülkemizin sınırlarının dışına da taşımaktayız. Türkiye’de ve dünyada güvenilir ortaklarımızla beraber önemli projelerin altına imzamızı atıyoruz. Kaliteli üretim ve müşteri memnuniyeti hedefiyle çıktığımız bu yolda 43 yıldır hedefimiz doğrultusunda ilerliyoruz. Asansör kapı ve kabin imalatı ile başladığımız bu serüvene komple paket asansör çözümleri sunarak devam ediyoruz. Şu an dünyanın 61 ülkesine hizmet vermiş bulunmaktayız ve her geçen gün portföyümüze yeni ülkeler eklemekteyiz. Dünyanın çeşitli ülkelerinde firmamıza bağlı temsilcilikler açmış bulunuyoruz. Böylece pazardaki hâkimiyetimizi koruyup yeni pazarlara daha kolay ulaşmayı hedefliyoruz.
Varsa ürün ve hizmet yelpazenize eklenen yeni ürünlerden ve var olan ürünlerde yaptığınız değişikliklerden bahseder misiniz?
Üzerinde yoğun çalışmalar yürüttüğümüz ve fabrikamızın üçüncü etabının büyük bir kısmını ayırdığımız üretim alanında yeni ürünümüz olan dişlisiz asansör motorları için seri üretime başladık. Kısa bir süre sonra ürün yelpazemize ekleyerek kullanıcıların hizmetine sunacağız. Ayrıca asansör kabini gibi mevcut ürünlerimizde de kullanıcıların ihtiyaçlarına ve değişen trendlere göre tasarımlarımızı geliştirmekteyiz.
Size soracak olsak, üretim kalitesi ve yeterlilik bakımından en iddialı olduğunuz ürününüz hangisi olurdu?
Yükseliş Asansör olarak tüm ürünlerimizin kalitesinin ve yeterliliğinin arkasındayız. 1980 yılında kurulan firmamızın kapı ve kabin imalatı ile sektöre giriş yapmasından dolayı en iddialı ürünlerimiz, asansör kapı ve kabinlerimiz diyebilirim. Diğer ürünlerimizde olduğu gibi kapı ve kabin üretimimizde de kaliteden asla ödün vermiyoruz ve tasarımlarımızın çağı yakalamasını hedefliyoruz. Özgün tasarımlarımızla klasik görünüme yeni bir boyut kazandırıyoruz.
İnovasyonu nasıl tanımlıyorsunuz?
İnovasyon özellikle teknoloji alanında yapılan yenilikler için kullanılan bir terimdir. Biz de müşterinin ihtiyacını ve isteğini tam olarak anlayarak bunu ürüne yansıtıp, ürünlerden maksimum düzeyde verim alarak inovatif yönümüzü ortaya koymaktayız. Teknolojiyi ve çağın gerekliliklerini yakalamak, her sektörde olduğu gibi asansör sektöründe de çok önemlidir. Yaşadığımız çağ bu yeniliği zorunlu kılmaktadır. İnovasyon yapan firmalar standartların dışına çıkıp farkını ortaya koymaktadır. Biz de bu durumun farkındalığı ile İnovasyon yaparak üretim hacmimizi ve teknolojimizi her geçen gün daha da geliştiriyoruz.
Şirketinizde mevcutta devam eden Ar-Ge faaliyetleri ve Ar-Ge biriminiz hakkında bilgi verir misiniz?
Yükseliş Asansör olarak 2020 yılında asansör test kulesi, idari ofisler, asansör market, Ar-Ge merkezi, showroom ve motor fabrikasının bulunduğu 3. Etap inşaatımızı tamamlayarak kullanıma açtık. Şu an 110 metre yüksekliğe sahip olan kulemiz Türkiye’nin en yüksek asansör test kulesi olma özelliğindedir. Bu kulede şu an 2.5 ve 4.0 m/s olmak üzere 2 farklı hızda asansörleri test etmeye başladık. 6.0 m/s hız için Ar-Ge çalışmalarımız sonuçlandığında montajını tamamlayıp devreye alacağız. Şu an hâlihazırda bir Ar-Ge birimimiz mevcuttur. Fabrikamızın yeni etabında Üniversiteler ile işbirliği yaparak ve Ar-Ge çalışmalarımızı artırarak sektörümüzün önde gelen Ar-Ge merkezi olma hedefindeyiz.
Şirketinizin Ar-Ge operasyonlarının satış ve ihracat rakamlarına etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son zamanlarda Ar-Ge birimi ile yürütülen yeni projelerin satış ve ihracat rakamlarına olumlu etkilerinin olduğunu söyleyebiliriz. Firmamızın dinamik yapısı ve kitlesel özelleştirme üretim stratejisi ile standart ürünlerin haricinde müşterilerin esnek taleplerini de Ar-Ge çalışmalarımız vasıtasıyla karşılayabiliyoruz.
Türkiye'deki Ar-Ge kültürünü ve kamunun Ar-Ge teşviklerinin mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gün geçtikçe gelişen teknoloji ve globalleşen dünya şartları, ülkeleri Ar-Ge faaliyetlerinde aktif rol almalarını gerektirmiştir. Son zamanlarda gözlemlenen şudur ki Ar-Ge faaliyetlerindeki artış ile verimlilik arasında doğru oranda bir ilişki vardır. Ar-Ge üretimi arttırmak için en verimli yoldur ve bu verimlilik günlük yaşama yansıdığında ise toplum bir adım daha ileriye gider. Asya’dan Amerika’ya kadar birçok ülke Ar-Ge çalışmalarının getirilerini görmüş ve bu alan üzerine daha fazla yatırım yapmayı uygun görmüştür. Türkiye’de ise Ar-Ge çalışmalarına gereken önemi vermeye ve hayatımıza daha fazla entegre etmeye başladık. Kurumlar tarafından yapılan teşvikler bu gelişmeyi olumlu yönde etkilemektedir. Türkiye’de büyük şirketlerin yanında KOBİ’ler de Ar-Ge faaliyetlerini geliştirmek adına girişimde bulunmaktadırlar. İlerleyen dönemlerde, şu an yapılan girişimlerin geri dönüşümü olacaktır.
Asansör sektöründe önemli markalarımızın girişimlerini bir kenara koyacak olursak Ar-Ge biraz ihmal edilen bir alan. Bunun sebepleri ve aslında olması gerekenler sizce nelerdir?
Ar-Ge çalışmaları günümüzde her sektör için kritik bir yere sahiptir. Fakat Türkiye’deki çoğu firma bu konunun önemini yeni anlamaya başlamıştır. Zamanla şirketler kendilerine Ar-Ge birimleri açmaya başlamışlardır. Türkiye’de son zamanda yapılan teknolojik yatırımlar ile Ar-ge çalışmalarına ciddi bir önem vermeye başladığını göstermektedir. Teknolojiye yaptığı yatırımlar ile Yükseliş, Asansör sektöründe Ar-Ge girişimlerinde bulunan önemli markalardan bir tanesidir. Ar-Ge çalışmalarının ihmal edilmesinin başlıca sebebi, kısa vadeli bakış açısı ile hareket etmektir. Ar-Ge çalışmaları ilk başta ciddi bir maliyet oluştursa da, uzun vadede bu çalışmalar, katma değerli ürün ve hizmet ile karlılığı artıracaktır. İnovatif bir gelişim için devlet desteği önem arz etmektedir. Firmalara Ar-Ge merkezi açmaları için daha fazla teşvik vererek daha kalıcı çözümler ortaya konulabilir. Bu merkezlerde firma analizleri yapılmalı, projeler üretilmeli, rakip analizleri yapılmalı, bu projeler için ekipler oluşturulmalı, üretime geçilip testler yaparak üretimin doğruluğu tespit edilmelidir. Bu adımlar yerine getirildiğinde daha yaratıcı ve üretken bir toplum olacağımıza inanıyorum.