
Afetlere dirençli asansörler ve erişilebilir gelecek “Deprem ve Yangın Öldürmez; Asansör ve Binalar Öldürür”
19 Nisan 2025 tarihinde Makine Mühendisleri Odası (MMO) Konya Şubesi’nde gerçekleştirilen teknik seminerde, Elektrik Mühendisi Serdar Tavaslıoğlu, asansör teknolojisindeki güncel değişiklikler, mevzuat düzenlemeleri ve afet senaryolarına karşı alınması gereken önlemleri ele aldı. “Asansörde Yeni Hedefler: Erişilebilirlik ve Ulaşılabilirlik” başlıklı sunum, sektör profesyonellerine kapsamlı bir vizyon sundu.
Asansör teknolojisinin evrimi: TS 863’ten EN 81- 77’ye uzanan yolculuk
Sunumun ilk bölümünde, Türkiye’deki asansör standardizasyonunun tarihi gelişimi detaylandırıldı. TS 863 standardı ile başlayan süreçte, ilk olarak 4 kişilik (320 kg kapasiteli), 0.63 m/s hızında, kabin kapısız ve yarı otomatik dış kapılı sistemlerin kullanıldığı belirtildi. Bu sistemler, bugünkü güvenlik ve erişim standartlarıyla kıyaslandığında oldukça ilkel kalıyor.
Daha sonra yürürlüğe giren TS 10922-1/2 ve TS EN 81 serisi ile birlikte, çift hızlı, otomatik kapılı, farklı kapasitelerdeki sistemler yaygınlaştı. Bu gelişmeler sadece teknik bir dönüşümü değil; aynı zamanda kullanıcı güvenliğinde devrim niteliğinde ilerlemeyi de beraberinde getirdi.
İmar yönetmeliklerinde asansör zorunluluğu: 6 kattan 3 kata
1980’li yıllarda sadece 6 katlı binalarda zorunlu tutulan asansörler, 2012 ve 2021’de yapılan mevzuat değişiklikleriyle birlikte 3 katlı yapılar için dahi zorunlu hale getirildi. Buna göre, artık tek bağımsız bölüm haricindeki tüm binalarda asgari 800 kg taşıma kapasiteli, iç ve dış kapıları 0.9 m’den az olmayan güvenli sistemler kullanılmak zorunda.
Bu değişiklik, yalnızca mimari tasarımları değil, üretici firmaların ürün gamını, bina kullanıcılarının yaşam kalitesini ve belediyelerin denetim sorumluluklarını da doğrudan etkiliyor.
Erişilebilirlik ve engelsiz ulaşım: Yeni nesil bir zorunluluk
Tavaslıoğlu, sunumun “erişilebilirlik” bölümünde eski ve yeni düzenlemeler arasındaki farklara dikkat çekti. Özellikle Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 34. maddesi, binalarda asansörlerin engelsiz erişim kriterlerine uygun olarak tasarlanmasını şart koşuyor.
Bu kapsamda:
- Asansörlere bina girişinden itibaren rampasız ve uygun genişlikte erişim sağlanması gerekiyor.
- Asansör iç donanımları (düğmeler, sesli uyarılar, tutunma barları vb.) engellilere uygun hale getirilmeli.
- Giriş koridorları, en az 1.5 metre (umumi binalarda 2.2 metre) genişlikte olmalı.
Bu düzenlemeler, fiziksel engelleri olan bireylerin sosyal yaşamdan kopmaması için kritik öneme sahip.
Yangın anında tahliye: Acil durum asansörlerinin sınırlı etkisi
Yönetmeliklere göre, bina yüksekliği 51.5 metreyi geçtiğinde en az bir acil durum asansörü yapılması zorunlu. Ancak Tavaslıoğlu’na göre, bu tek başına yeterli değil. Özellikle yangın üstü katlarda yaşlı, engelli ve hastaların tek bir asansörle tahliyesi pratikte mümkün değil.
Ayrıca, daha kısa yapılarda böyle bir zorunluluğun olmaması büyük bir eksiklik olarak değerlendirildi.
Çünkü yangın, bina yüksekliğine bakmaksızın herkes için bir tehdit. Yangın sırasında tahliye sürecinin sağlıklı yönetilebilmesi için asansörlerin özel donanımlarla güçlendirilmesi ve yangına dayanıklı kontrol sistemlerine sahip olması gerektiği vurgulandı.
ADT Uygulaması: Asansör destekli tahliye zaman kazandırıyor
Sunumda dikkat çeken örneklerden biri, Gazi Üniversitesi öğretim üyelerince yapılan bir çalışma oldu. 47 katlı bir binada yapılan tahliye senaryolarında, sadece merdiven kullanımıyla tahliye 49 dakikada tamamlanırken, Asansör Destekli Tahliye (ADT) ile bu süre 29 dakikaya indi. Bu örnek, “Asansör yangında kullanılmaz” yaklaşımının gözden geçirilmesi gerektiğini ve standartlara uygun sistemlerle tahliye sürecinin hızlandırılabileceğini gösteriyor.
Depreme dayanıklı asansörler: TS EN 81-77 Standardı ne getiriyor?
Depremler sonrası asansör sistemlerinin yaşanabilirlik üzerindeki etkileri seminerin en dikkat çeken başlıklarındandı. Tavaslıoğlu, Türkiye’nin birinci ve ikinci derece deprem kuşaklarında yer aldığı düşünüldüğünde,
TS EN 81-77 standardının uygulanmasının bir seçenek değil zorunluluk olduğunu ifade etti.
Standart kapsamında:
- Asansör kuyusunda çıkıntılara karşı koruyucu önlemler alınmalı,
- Kabin ve karşı ağırlık yapıları sismik kuvvetlere dayanıklı olmalı,
- Kılavuz ray sistemleri daha kalın malzemelerle güçlendirilmeli,
- Elektrik sistemi, sabitleme elemanları ve kontrol panelleri sarsıntıya karşı izole edilmeli.
Yüksek binalar için ek denetim ve risk yönetimi çağrısı
Yüksek katlı yapılar için mevcut yönetmeliklerin yetersiz kaldığı vurgulanan sunumda, bu yapıların ayrıca “çok yüksek katlı bina” olarak sınıflandırılması ve yılda bir kez risk denetiminden geçirilmesi gerektiği ifade edildi. Asansörlerin sarsıntı sonrası devre dışı kalmasının, tahliye sürecini aksattığı ve binada mahsur kalanlara ulaşımı zorlaştırdığına dikkat çekildi.
Maliyet mi? Yaşam mı? Sismik ve tahliye asansörleri arasında %25 fark var
Sunumun en çarpıcı bölümlerinden biri ise şu cümleyle özetlendi:
“Deprem ve yangın öldürmez; bina ve asansörler öldürür.”
Tahliye ve sismik asansörler, geleneksel sistemlere göre %10 ile %25 arası daha pahalı. Ancak bu fark, olası bir afette yaşanacak kayıplar göz önünde bulundurulduğunda karşılanabilir değil, karşılanması şart bir maliyet olarak görülüyor.
Sonuç ve çağrı: Yönetmelikler güncellenmeli, bilinç artırılmalı
Tavaslıoğlu, sunumu “İndiremeyeceksek çıkarmayalım!” sözüyle sonlandırdı. Bu ifade, özellikle afet anlarında asansörlerin tahliye aracı olarak kullanılabilirliğinin ne denli yaşamsal olduğunu hatırlatıyor. Türkiye gibi afet riski yüksek bir ülkede, asansör standartlarının sadece teknik değil, insani bir boyutu da olduğu unutulmamalı.
ÖNE ÇIKANLAR…
Deprem senaryoları ve TS EN 81-77 Standardı
Asansörlerin depremde güvenli kalabilmesi için sismik önlemler alınması gerekmektedir. TS EN 81-77 standardı, kabin, karşı ağırlık, kılavuz ray sistemleri ve kuyu içi tasarımı gibi birçok alanda bu güvenliği sağlamayı hedeflemektedir.
Yüksek katlı binalar için risk yönetimi
Yüksek binalarda asansörlerin denetlenmesi, sismik dayanıklılığının kontrolü ve acil durum senaryolarına uygunluğu yıllık olarak izlenmelidir.
Sismik asansörlerde ek maliyet: Yaşamla ölüm arasındaki fark
Sismik veya tahliye amaçlı asansörlerin maliyeti geleneksel sistemlerden %10-25 daha fazladır. Ancak bu fark, afet anında hayat kurtarabilecek bir farktır. Bu sistemler, artık tercihten öte zorunluluktur.
Son söz: Önlem almak geleceği kurtarır
“İndiremeyeceksek, çıkarmayalım” sözüyle özetlenen çağrıda, yönetmeliklerin güncellenmesi ve farkındalığın artırılması gerektiği vurgulanmıştır. Asansörler yalnızca konfor değil, hayat kurtarma aracı olmalıdır.