Serbest piyasa ekonomisi, ekonomik faaliyetlerin tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılabildiği, ekonomik sorunların çözümünün devletin ekonomiye müdahalesiyle değil fiyat mekanizması aracılığı ile gerçekleştirildiği ekonomi. Arz ve talebin temel belirleyici olarak kabul edildiği bu tür ekonomilerde fiyat mekanizmasının iyi işlemesi zorunludur. İdeal serbest piyasa ekonomisinde üreticilerin ve tüketicilerin pazarda aynı şartlar altında bulunduğu varsayılır. Pazara giriş ve çıkışlar sınırlandırılmamıştır.

Ülkemizde özellikle son 3 yıldır inşaat sektöründe yaşanan durgunluğun, döviz kurlarındaki belirsizliğin ve pandemi sürecinin asansör montaj sektörüne de ciddi anlamda olumsuz yansımaları olmuştur. Asansör sektörünün içerisinde yer alan basiret sahibi kişiler daha bu sürecin başlangıcında oyunu okuyarak montaj sektörünün bu durağan süreçte bakıma endeskli bir kısır yaşam süreceğini kestirebilmişler ve önlemlerini almışlardı. Montaj sektörünün öngöremediği durum ise bakım fiyatlarında alabildiğine serbest bir bakım piyasası anlayışı oldu. Zaten sektörümüzün geçmişten beri süregelen mantıksız bir bakım fiyatı anlayışı mevcuttu. Genelde kulislerde isim belirtilmeden bakım fiyatlarını bazı firmaların bilinçli olarak dibe çektiği dile getirilirdi. Ancak hiçbir zaman bu mantıksız bakım fiyatları aleni olarak reklam edilmemişti. Bu anlayış açıkça bakım hizmetini geri planda tutarak, gizlice değil açıkça ucuz bakım fiyatı ile müşteri çekmek istedi ve bu çok dikkat çekici oldu. Sonuçta da şu günlerde sektör bakım fiyatları hususuna yoğunlaştı.

Serbest piyasa anlayışı, üstteki tanımdan anlaşılacağı üzere tam rekabet koşulları içerisindeki  serbestliğe ruhsat verir. Dolayısı ile herhangi bir hizmet için serbest piyasa anlayışını uygulayabilmek için, o hizmet/ürün için rekabet koşullarının doğru belirlenmesi önem arz etmektedir. Asansör bakım işini de yürütmekle sorumlu olan ve uzun bir geçmişi olan montaj sektörünün kendi içerisinde birlik olarak sağlıklı rekabet koşulları içerisindeki fiyat politikasını belirlemiş olması gerekirdi. Ancak, sektör kendi kuyusunu kazmaktan öte bir iş yapmadı ve her zaman günü kurtaracak bir anlayış ile yaşamaya devam etti. Görünen o ki; artık bu anlayış kimseye bir yarar sağlamamış ve tıkanmıştır. 

Montaj sektörü dernekleşmeyi becerememiş, doğru kişileri seçememiş, birlik olamamış ve bu günlere gelinmiştir. Zararın neresinden dönülürse kardır. Bu güne kadar sektörümüz için var olan dernek anlayışında dernek yönetimine sektörün içerisinde bizzat yer alan imalat yada  montaj firma sahipleri aday olmuşlardır. Ancak bu durumun yanlış olduğunu yıllardır açıkça belirtmekte idim. Çünkü asansör sektörünün herhangi bir birimini ayırmadan tarafsız olarak tüm platformlarda hakkını demokratik olarak arayacak sivil toplum kuruluşlarına ihtiyaç vardı. Dernek yönetimi, sektörün içerisinde bizzat yer alan firmalarca finanse edilmeli, mühendis ve avukatlardan oluşan ekipler asansör sektörünü her alanda temsil etmeli ve hakkını tarafsız olarak arayabilmeliydi. İşte bu anlayışa en yakın olduğunu gördüğüm ASDER içerisinde yer almanız sektör menfaatine olacaktır. Çünkü derneğin asıl amacı yeterli sayısal çoğunluğa ulaşarak sendikalaşmaya gitmektir. Sendika nezdinde asansör sektörünün direkt olarak meclis ortamında hakkının aranabilmesi sektör paydaşlarının özlemidir. ASDER uzun süredir tam rekabet koşullarına uygun olarak bakım fiyatlarının belirlenmesi amacı ile ülkemizde tüm kurum ve kuruluşlarla yazışmalar yapmış ve olması gereken bakım fiyat anlayışını bakanlığa sunmuştur. Bu çalışmaların sonucunu hep birlikte göreceğiz